Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9900 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 51 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kartı aldığını, 11.07.2008 tarihinde müvekkilinin bu kredi kartı ile davalı bankaya ait ...'de işlem yapmak istediği sırada, ... ekranında ''arızalı'' olduğuna ilişkin yazının belirdiğini ve kredi kartının ...'nin içinde kaldığını, olay tarihinin cuma günü akşamında gerçekleşmesi nedeniyle bankada herhangi bir görevli bulunamadığını, müvekkilinin kredi kartını almak için 14.07.2008 Pazartesi günü bankaya müracaat ettiğini, ancak davalı tarafça ''banka dolandırıcıları tarafından müvekkilinin kredi kartının çalındığının ve kredi kartından toplam 3.214,20-TL'nin çekildiğinin, bankanın sorumluluğunun bulunmadığının'' müvekkiline bildirildiğini ve müvekkilinin de söz konusu parayı bankaya ödemek zorunda kaldığını, oysa olayda gerekli güvenlik önlemlerini almayan davalı bankanın asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurlu olmadığını belirterek; müvekkili tarafından davalıya ödenen 3.214,20-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, dava konusu kredi kartı işlemlerinin kart ve şifre kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğini, davacının kendi kusuru ve ihmalinden dolayı kredi kartının üçüncü kişilerin eline geçmesi nedeniyle, taraflar arasındaki Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesine göre, müvekkili bankanın sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı bankanın, ... cihazındaki kart yuvasını 3.kişilerin müdahalesine açık bırakarak gerekli tedbirleri almamış olması, yine yapılan işlemlere ilişkin davacıyı SMS ile bilgilendirmemiş olması sebebiyle asli kusurlu olduğu ancak tam kusurlu olmadığı, her ne kadar davacı olay günü akşamında mesainin bitmiş olması sebebiyle görevlilere ulaşamaması, ertesi iki gün ise hafta sonu tatili olması sebebiyle başvuru yapamamış ise de, bu süreler içinde telefonla davalı bankayı arayarak derhal bilgilendirme yapmasının ve kartının kötü niyetli şahıslarca kullanılmasının önüne geçmesinin mümkün olmasına rağmen, bunu yapmayarak ortak kusurlu olduğu, bilirkişi raporunda davalının %75 davacının ise %25 oranında kusurlu olduklarının belirlendiği , 3.090.60 TL'lik tutarın %75 kusur oranına isabet 2.317.95 TL'sinden asli kusurlu olan davalının sorumlu olduğu. %25 kusur oranına isabet 772,65 TL'sinden ise tali kusurlu olan davacının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.317,95 TL'nin 14/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, kredi kartı harcaması nedeniyle bankaya ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi ihtiva etmediği gibi, denetime elverişli de değildir. Dava konusu somut olayın ne şekilde gerçekleştiğinin ve buna göre davalı bankanın olayın gerçekleşmesinde ortaya çıkan kusur ve sorumluluğunun saptanması için konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şeklide karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.