MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, ithalatçısı davalılardan ... olan bir adet otomobilin müvekkilince diğer davalı ...'den satın alındığını, aracın seyir halinde iken arızalandığını, davalılara başvuru üzerine verilen yanıtta araçta imalat hatası bulunmadığı, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığı ve garanti kapsamına girmediğinin bildirildiğini, oysa araç üzerinde yapılan inceleme sonucu aldırılan değişik iş tespit raporuna göre araçtaki arızanın üretim hatasından kaynaklandığının saptandığını belirterek onarım, araç mahrumiyetinden doğan zarar, değer kaybı ve tespit giderleri olmak üzere toplam 12.418,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar ayrı yarı sundukları cevap dilekçeleriyle davaya konu araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını ve müvekkillerinin bir sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, toplanan delililer birlikte değerlendirilerek, benimsenen üçüncü bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu araçta imalat hatası, serviste yapılan işlemlerden kaynaklanan bir hata veya sürücü hatası bulunup bulunmadığı hususunda kanaat oluşturulmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı yanca kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Yargılamadan önce davacı yanca aldırılan değişik iş tespit raporunda ve yargılama sırasında keşif sonucu aldırılan ilk bilirkişi heyet raporunda araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, aracın üretiminde kullanılan malzemelerden kaynaklandığı bildirilmiş, davalıların itirazları sonucu aldırılan ikinci bilirkişi heyet raporunda ise arızanın aracın soğutma sisteminde bulunan ayıplı malzemeden dolayı meydana geldiği, sürücü davacının da uyarı göstergelerine dikkat etmemesi nedeniyle hasarın oluşumunda davalılarla müşterek kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için aldırılan ve hükme esas alınan son heyet raporunda ise aracın imalinde veya davacının aracı kullanımı sırasında kusuru bulunup bulunmadığına dair bir kanaate varılamadığı bildirilmiştir. Somut olayda aldırılan bilirkişi raporları kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece aldırılan ve hükme esas alınan en son raporun ayrıntılı incelemeyi içermeyip Yargıtay denetimine elverişli olmadığı ve raporlar arasındaki çelişkiyi gidermediği gibi sonucu itibarıyla önceki raporlarla çelişki oluşturacak tesbitler içerdiği görülmektedir. Bu durum karşısında mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için konusunda uzman bir heyetten yeniden rapor aldırılıp tüm deliler birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadğıına, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.