Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 984 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13862 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili;müvekkilinin 2000 li yıllarda davalıdan 190 milyon liraya taksitle ödemek kaydı ile bir televizyon aldığını, buna karşılık taksitli alışveriş için tanzim edilen sözleşmeye bitişik olan 190 milyon liralık bir senet imzaladığını, davalının müvekkilinin taksit ödemeleri bittiği halde senedi bulamadığını söyleyerek iade etmediğini, müvekkilinin olaydan sekiz sene sonra babasından kalma tarlasını parsellemek istediğinde tapudaki haczi fark ettiğini, icra dairesine gittiği ve dosyanın kıymet takdiri için bilirkişiye gittiğini, müvekkiline icra takibine ilişkin hiçbir tebligat ulaşmadığını, icra dairesinin kasasındaki senedi gördüğünde ise senedin önceden imzaladığı defter yaprağının bir kısmı şeklinde düzenlenmediğini, taksit sözleşmesinin parçası ve 190 milyonluk senet olmadığını, tamamen farklı bir senet olduğunu, imzanın da kendisinin imzası olmadığı gördüğünü, bunun üzerine ... Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile bono ve takibin iptaline,haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine takip konusu alacağın %40 ı oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; açılan davayı kabul etmediğini, 2.5 yıl gibi bir süre sonra yapılan bu iddiaları kabul etmediğini,delil bildirmeyeceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; bilirkişiler..., ..., ...’in 05/07/2010 tarihli ortak raporlarında senet üzerinde açığa atılmış imzanın ...'nın eli ürünü olduğunun belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalı tarafından takibe konulan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece ... Kurumu'ndan alınan 10.03.2010 tarihli raporda imzanın keşideci eli ürünü olup, olmadığının tespit edilemediği belirtilmiş, 09.07.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda açığa atılan imzanın keşideci eli ürünü olduğu, pul üzerine atılan imzanın keşideci eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. ... Kriminal Polis Laboratuarı tarafından verilen 02/05/2011 tarihli son raporda imzaların keşideci eli ürünü olup olmadığı konusunda müspet veya menfi bir kanaat edinilemediği bildirilmiştir. Mahkemece ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Oysa 2.bilirkişi raporu yetersiz görülerek tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğine göre yetersiz bulunan rapor hükme esas alınamaz bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulundan telif edici bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.