MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, dava dilekçesinde “şimdilik 1000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın 03.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini” talep etmiş olup, 16.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulmaksızın “ 30.070,19 TL maddi 30.000 TL manevi tazminatın tahsilini” talep etmiştir. Yerel mahkemenin Yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda faiz başlangıç tarihi veya faiz yönünden herhangi bir açıklama yapılmaksızın “davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kabulüne” denilmiş olduğu halde, gerekçeli kararda ıslah dilekçesinde talep edilmediği halde “davacının davasının kabulü ile 20.070,19 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminata olmak üzere toplam 50.070,19 TL tazminatın 03.01.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılarda tahsiline denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal HMK 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 31/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.