Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9752 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13005 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av... ile davalılar vek.Av.....'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 16.01.2010 tarihinde bayilik anlaşması ve aynı tarihte ek sözleşme imzalandığını, sözleşmelerin 5 yıl için yapıldığını, davalı yanın sözleşmeye ve tonaj alım taahhüdüne aykırı davranışlarından dolayı çektikleri ihtarın sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilince sözleşmelerin 01.07.2011 tarihli ihtarla haklı nedenle feshedildiğini, bayilik sözleşmesinin 29. maddesi uyarınca 31.000 USD cezai şart ile 223.919,51 TL kar mahrumiyet alacakları doğduğunu, yine ek sözleşmenin 7. maddesi uyarınca da eksik alım nedeniyle müvekkilinin 10.200 USD cezai şart alacağı doğduğunu, sözleşmeleri davalı ...'ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bayilik sözleşmesinden dolayı 2.500 USD cezai şart, 5.000 TL kar mahrumiyeti ve ek sözleşmeden dolayı 2.500 USD cezai şart alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 20.07.2012 tarihli dilekçesiyle alacak kalemlerinden, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şartı 31.000 USD, kar mahrumiyetini 24.087,60 TL, ek sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağını ise 10.200 USD olarak ıslah etmiştir.Davalılar vekili, bayilik sözleşmesinin 24. maddesinde sadece ilk yıl için alım taahhüdü olduğunu, bu taahhüdün de müvekkilince yerine getirildiğini, devam eden yıllar için taahhütte bulunulmadığını, bayilik sözleşmesinin genel işlem şartlarını ihtiva ettiğini, davacının zarara uğramadığını, davacının kar mahrumiyeti hesabının yanlış olduğunu, talep edilen cezai şartın fahiş olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen sözleşmelerin diğer davalı ... tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, davalı ...'ın tacir olup diğer davalı ...'ın tacir olduğuna dair delil sunulmadığı, davacının 24.087,60 TL kar mahrumiyeti ve toplam 41.200 USD cezai şart isteyebileceği, cezai şartın davalıların ekonomik yönden mahvına sebep olacağı, bu itibarla cezai şart alacağından tenkis yapılması gerektiği gerekçeleriyle 24.087,60 TL kar kaybının 01.07.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, cezai şart alacağı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 29. maddesinde akde aykırılık ve sözleşmenin feshi halinde 31.000 USD cezai şart öngörülmüştür. Mahkemece bu hüküm uyarınca tenkisat da yapılarak cezai şarta karar verilmiş olup, anılan sözleşme hükmüne dayalı cezai şart istenebileceği kuşkusuz ise de aynı konuda iki ayrı cezai şart kararlaştırılmış olması, ekonomik sözleşme özgürlüğünü ahlâk ve adaba aykırı şekilde kısıtlamış olacağından sözleşmeden ayrı olarak taahhütnamede öngörülen cezai şarta ayrıca hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştirSONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.