Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9738 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20591 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında özetle, “kural olarak çeklerin bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği somut olay bakımından dava konusu çeklerin ileride verilecek hizmetlere karşılık avans olarak verildiği ve karşılığında hizmetin sunulmadığı yolundaki iddianın ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve davacının iddialarını yazılı delillerle kanıtlamak zorunda bulunduğu düşünülmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” belirtilmiştir. Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Zira bozmadan sonra verilen kararın gerekçesinde “peşinat olarak verilen bir çek dışında diğer çeklerin hizmet alımına göre belirlenen tarihlerde ödenmek üzere verildiği, davalının görüşmeler ve devamı sürecinde bir kısım danışmanlık hizmetinde bulunduğu, ancak davacının sözleşmeyi imzalamaması nedeniyle ilk görüşmeler ve bu görüşmeler nedeniyle davalının sunmuş olduğu danışmanlık hizmeti dışında çeklere konu hizmetleri davacıya sunmadığı, çeklerin ödeme aracı olarak verildiği belirtilen hizmetin davacıya sunulmadığı, bu nedenle davacının peşinat olarak verilen çek dışındaki diğer çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının anlaşıldığı belirtilmiştir.”İleri tarihli çek düzenlenmesi tek başına hizmetin de ileride verileceği sonucunu doğurmaz. Sunulmuş olan bir hizmet nedeniyle oluşan mevcut bir borca karşılık da ödeme amacı olan ileri tarihli çek düzenlenmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararı doğrultusunda ispat külfeti kendisinde olan davacının dava konusu çekler karşısında kendisine hizmet sunulmadığı yolundaki iddiasını yazılı delille ispat etmekle yükümlü olduğu başka bir anlatımla, ispat külfetinin davalı tarafta bulunmadığı gözetilmeden bozma kararının gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına taktir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.