MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki iitrazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalılar ..., ..., ... vek. Av. ... gelmiş, davalı ... gelmemiş, mevcut tarafların huzurunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı .... arasındaki Genel ...Sözleşmesini davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kat ihtarnamesine rağmen borç ödenmediği için girişilen genel haciz yolu ile takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacı bankanın halen muaccel ve mütemerrüt olmayan bir alacağı tahsil etmeye kalkıştığını belirterek, davanın reddi ile % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalılara gönderilen kat ihtarnamesinin ekinde takibe konu sözleşmenin hesap özetinin gönderilmediği, hal böyle olunca İİK 68/b maddesinde belirtilen belgelerden biri haline gelmediği, bir başka ifade ile alacağın muaccel hale gelmediği gerekçeleri ile davanın reddine, davalı tarafın tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, ....Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için müteselsil birlikte kefil olan davalılar aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davalılara gönderilen hesap kat ihtarnamesinin ekinde hesap özetinin bulunmadığı bu durumda İİK'nun 68/b maddesinde belirtilen belgelerden biri haline gelmeyen hesap özetine dayalı alacağın muaccel olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin red gerekçesinde isabet görülmemiştir. Zira, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinin 59. maddesinde davacı bankanın sözleşmeyi dilediği anda feshedip hesabı kat edebileceği ve bu hususun anılan maddede belirtilen yollarla ihbar edebileceği hükme bağlanmıştır. Anılan sözleşme hükmüne göre hesabın katı anında alacak muaccel hale gelir. Hesabın katı ihtarnamesinin tebliği ise temerrüdün başlangıcı yönünden hüküm ifade eder. Muacceliyet ile temerrüt farklı kavramlar olup hukuki sonuçları da birbirinden farklıdır. Somut olayda hesap kat edilmiş olmakla sözleşmeden doğan banka alacağı muaccel hale gelmiş olduğundan takibe girişilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı halde mahkemece yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.