Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9728 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13064 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av.....'nın gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekilinin sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkili ile davalı.... arasında 03/08/2009 tarihli.... satışına ilişkin bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların akdin kefili olduğunu, ayrıca 10 yıl süreyle intifa tesis edildiğini ve intifa bedelinin peşin ödendiğini, ancak sözleşmenin 16/10/2012 tarihinde sona erdiğini ve kullanılamayan 7 yıllık süre için ödenen 885.000 USD’nin iadesi gerektiğini, ayrıca davalıların asgari alım taahhüdüne uymadıklarını ileri sürerek 885.000 USD intifa bedeli ile fazla haklar saklı kalarak taahhüdün ihlali nedeniyle 1.000 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, intifa bedelinin ödenmediğini bu nedenle iadesi gereken bir tutar olmadığını protokolün adi şekilde yapılmış olması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu, taahhüdün ihlaline rağmen davacının mal verdiğini bu nedenle cezai şarttan vazgeçmiş sayılacağını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının asgari alım taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle davacının 17.500 USD cezai şart alacağı bulunduğu, ayrıca intifanın kullanılamayan süresine isabet eden 885.000 USD’nin iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, bayilik sözleşmesi ve protokolünden doğan intifa bedeli ile asgari alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 03.08.2009 tarihli Bayilik Protokolü'nün 6. maddesi ile yine taraflar arasında aynı tarihli 3 yıl 2 ay 13 gün süreli bayilik sözleşmesinin 23. maddesinde davalı-bayinin yıllık 1250 ton LPG alımı konusunda taahhütte bulunduğu, bu edimini yerine getirmediği takdirde sözleşme ve protokolde öngörülen cezai şartı ödeyeceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında 3 yıl 2 ay 13 gün süren bayilik sözleşmesi süresince davalının taahhüt ettiği miktarın altında LPG satın aldığı dosya içerisindeki hükme esas bilirkişi raporu ile sabittir. Ne var ki davacı ihtirazi kayıt koymadan her yıl davalıya ürün vermeye devam etmiş olduğundan sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sy. BK'nın 158/2. (TBK'nın 179/2.) maddesi hükmü uyarınca ilk 2 yıl için eksik ürün bakımından cezai şart talep edemez ise de davacı tarafın henüz sözleşmenin sona ereceği 16.10.2012 tarihinden önce davalıya keşide ettiği .... Noterliği'nin 29.06.2012 tarihli ihtarnamesi ile eksik alımdan doğan cezai şart alacağını talep etmiş olduğundan ancak son yıl için sözleşmeden doğan cezai şart isteminde bulunabilecektir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.