MAHKEMESİ : İstanbul 34. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 05/06/2013NUMARASI : 2012/57-2013/135Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı N. Ö.'in F.bank A.Ş. Eminönü Şubesinden kullandığı krediye kefil olduğunu, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine, davacı aleyhine İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/26449 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkili ile banka arasında 04.09.2009 tarihinde kefil sıfatıyla bankaya yüklenmiş olduğu borcun tasfiyesi için anlaşma yapıldığını, müvekkilinin protokol şartlarını yerine getirip borcunu ödediğini, ancak icra dosyasını temlik alan davalının icra takibine devam ederek, borcunu ödemiş ve sorumluluğu kalmamış olan müvekkiline ait taşınmaz kaydına haciz koyduğunu yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, F.bank A.Ş. ile müvekkili şirket arasında dava konusu alacağında bulunduğu bir kısım banka alacaklarının temliki için anlaşma akdedildiğini, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/26449 E. sayılı icra dosyası temlik sözleşmesinin ekinde yer aldığı için müvekkili şirket tarafından işlemlere devam edildiğini, sözkonusu dosyanın kapandığına ilişkin herhangi bir bilgi dosyada yer almadığından devir kapsamında bulunan iş bu dosya hakkında haciz işlemlerine sehven devam edildiğini, müvekkili şirketin kötüniyetinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının taşınmazına sehven haciz konulması işleminden başka hiçbir işlem yapılmadığını, davalı şirketin eylemlerinden kaynaklanan bir zarar meydana gelmediğini, ayrıca protokolden dava ile haberdar olunduğunu ve haczin ivedilikle fek edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre takip konusu borcun ödendiği, hal böyleyken davalı alacaklı yönünden takibe devam olunduğunun tarafların kabulünde olduğu, davacının tazminat isteminde bulunduğu, ödenen borcun ayrı bir takibe konu edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacının kefalet sorumluluğu nedeniyle dava dışı banka tarafından davacı aleyhine icra takibine girişildiği ve takipten sonra davacı ile banka arasında düzenlenen protokol gereğince borcun ödendiği ancak alacağın davalıya temlik edilmesi nedeniyle davalı tarafından takibe devam edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece davalı tarafından ayrı bir takip yapıldığı şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de, bu gerekçe dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. İİK'nun 72/5. maddesi uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin, haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Takibe girişildiği tarihte alacaklı olduğu anlaşılan bankanın takibe girişmesinde kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden ve temlik alan davalı tarafından girişilmiş ayrı bir takipte bulunmadığından somut olayda anılan yasa hükmünde öngörülen tazminat koşulları oluşmadığı halde mahkemece davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.