MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki 03.03.2012 tarihli makina satış sözleşmesi gereğince 285.000 TL'ye davalıdan iş makinesinin satın alındığını, sözleşmedeki ödeme takvimi değiştirilerek davalıya 05.04.2012 tarih 35.000 TL, 05.05.2012 tarih 25.000 TL, 10.05.2012 tarih 100.000 TL 05.07.2012 tarih 40.000 TL, 05.11.2012 tarih 50.000 TL, 28.12.2012 tarih 35.000 TL'lik toplam 285.000 TL bedelli altı adet çek verildiğini, toplam tutarı 60.000 TL olan ilk iki çekin ödendiğini, 10.05.2012 tarihli 100.000 TL'lik çek ödenemeyince, davalının, makinayı şantiyeden 05.06.2012 tarihinde alıp götürdüğünü ve sözleşmeyi feshettiğini, davalının 100.000 TL'lik çeki müvekkiline iade ettiğini, kalan üç çekin iadesi ve tarafların hesaplaşması konusunda anlaşılmasına rağmen kötüniyetli davalının 05.07.2012 tarih 40.000 TL bedelli çeki icra takibine konu yaptığını, diğer 05.11.2012 tarih 50.000 TL ve 28.12.2012 tarih 35.000 TL bedelli çeklerin halen davalının elinde bulunduğunu, makinayı müvekkili üç ay kullandığı için aylık 10.000 TL'den 30.000 TL kira bedeli ödenen iki çek bedelinden düşünce, kalan 30.000 TL'nin istirdatı gerektiğini ileri sürerek, icra takibinin iptaline, davalı elinde bulunan toplam tutarı 85.000 TL olan iki çekin iptal ve iadesine, fazla ödenen 30.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiğini, 03.03.2012 tarihli sözleşmenin ispat gücünün bulunmadığını, çünkü dava konusu çeklerin bu sözleşmede yer almadığını, çekin sebepten mücerret olduğunu, kalanın bedelinin de keyfi olarak belirlendiğini belirterek, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davalı taraf çeklerin tanziminin yanlar arasındaki sözleşmeye dayanmadığını savunmuş ise de, dava konusu çeklerin birbirini izleyen keşide tarihleri ve çeklerin toplam bedelinin sözleşmede kararlaştırılan miktar ile eş değer olması gözetildiğinde dava konusu çeklerin varlığı inkar edilmeyen 03.03.2012 tarihli makine satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği, davacının ödeme borcunda temerrüde düşmesi nedeniyle davalının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, benimsenen bilirkişi heyeti raporuna göre kullanım bedelinin 40.800 TL olduğu, ödenen iki çek bedelinden bu miktar düşüldüğünde, 19.200 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan istirdatı gerektiği gerekçeleri ile davanın kabulüne, dava konusu toplam tutarı 185.000 TL olan beş adet çek nedeniyle davacının davalıya toplam 144.200,00 TL borçlu olmadığının tespitine, bedeli tahsil edilen 2 adet çek bedeli toplamı 60.000 TL'den davacı sözleşmeye konu makineyi bir süre kullandığından bedeli olan 40.800,00 TL'nin mahsubu ile toplam 19.200,00 TL'nin avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, sair taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, çekler nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu çeklerin taraflar arasında düzenlenen 03.03.2012 tarihli makine satış sözleşmesi gereğince verildiğini, makinenin davalıya iade edildiğini, makinenin müvekkilinin kullanımında kaldığı süre için hesaplanan kullanım bedeli düşüldükten sonra bakiye çek bedellerinden dolayı borçlu bulunulmadığını, ödenmek zorunda kalınan miktarın da istirdatı gerektiğini ileri sürmüş, davalı vekili ise, çekin bir ödeme vasıtası olduğunu, sebepten mücerret bulunduğunu, dava konusu çeklerin davacı tarafın dayandığı ve bir örneği dosyaya sunulan sözleşme ile ilgilerinin olmadığını, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini savunmuştur. Dava konusu çeklerin tarihleri ve ayrı ayrı miktarları gözetildiğinde, davacının sözünü ettiği sözleşmede belirtilen çekler olmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Çeklerin toplam miktarının anılan sözleşmedeki çeklerin toplam miktarı ile örtüşmesi tek başına yerel mahkemenin gerekçesindeki gibi bir sonuca varılmasına olanak vermez.Kural olarak, çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu karinenin aksini ispat eden taraf iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Mahkemece, belirtilen bu kuralın aksine bir takım varsayımlardan hareketle ve yorum yolu ile sonuca gidilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.