MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.) ASIL DAVADA DAVACI : ... vek.Av. ...BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : ... vek.Av. ... DAVALI (ASIL VE BİRLEŞENDAVADA) : ... vek.Av. ...Taraflar arasındaki menfi tespit-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davanın davacı vekili ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı ... vekili, asıl davada, davalının müvekkiline ihtar çekerek 67.500 TL.bedelli bononun ödenmesini istediğini, söz konusu bonoda müvekkilinin son ciranta (hamil) olduğunu, bononun keşidecisinin dava dışı ... olup, davalının o tarihlerde yurt dışında çalışmasından dolayı davalıya verilmek üzere adı geçen kişi tarafından müvekkiline teslim edildiğini, kendisinin keşideci ile davalı arasındaki ilişkide taraf olmadığını, öte yandan bono arkasındaki “5 ton fındık karşılığı” ibaresinin önüne sonradan “1” rakamının getirildiğini, yine bononun vade, tanzim, bedel, borcun sebebi kısımlarının sonradan düzenlendiğini, bononun tanzim tarihi olan 20.09.2007 tarihinde geçerli para birikiminin YTL.iken bononun bedel hanesine 67.500 TL.yazıldığını, bu durumun da bononun tanzim tarihinde sahtecilik yapıldığını gösterdiğini belirterek, müvekkilinin bahse konu bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 03.02.2005 tarihli sözleşme ile müvekkilinin bir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin bonoya ilişkin alacağının 03.02.2005 tarihli sözleşmeye istinaden verilmiş bir bono alacağı olmadığını, davacının bir kısım borçları için bu bonoyu verdiğini, davacının imzasının kefil sıfatıyla atıldığını, ancak imzayı bononun arka yüzüne attığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Davacı ... vekili, birleşen ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/12 Esas sayılı davasında, müvekkilinin oğlunun davalıya 4866 kg.fındık bedeli olan borcuna istinaden ve teminaten lehdarı davalı olan, tanzim ve vade tarihleri ile bedel hanesi boş olarak senet imzalandığını, davalının talimatı üzerine bu senedin dava dışı ...’e emanet olarak verildiğini, adı geçenin de senet arkasına 4866 kg.fındık miktarını yuvarlamak suretiyle “5 ton fındık karşılığı”ifadesini kendi el yazısıyla yazarak senedi ciroladığını ve davalıya verdiğini, ancak davalının senedin arkasındaki “5 ton fındık karşılığı”ibaresinin önüne “1”rakamını getirmek suretiyle senedi tahrif ettiğini ve senedin 15 ton fındık için düzenlenmiş gibi tanzim ve vade tarihlerini ve bedel hanesini doldurduğunu, müvekkilinin oğlu ile davalı arasındaki sözleşmeye göre borcun tutarının 4866 kg.fındık karşılığı kadar olduğunu, bunun ise 17.500 YTL.tutarında olduğunu, senedin tanzim tarihinde geçerli para biriminin YTL.olduğu halde, senedin TL.olarak düzenlendiğini, bu durumun senedin sonradan doldurulduğunu gösterdiğini belirterek, bononun 17.500 TL.yi aşan 50.000 TL.lik kısımdan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, bononun 50.000 TL.lik kısmının iptaline, bononun takibe konulması halinde müvekkilinin uğrayacağı zarara karşılık olarak 5.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir..../...Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu bonoya dayalı alacağının 03.02.2005 tarihli sözleşmeye dayanmadığını, müvekkilinin davacıya birçok kez borç para verdiğini, bononun verilen bu borçların bir kısmına karşılık olarak düzenlendiğini, dava dilekçesinde bahsedilen ödemelerin davacı tarafından yapılmadığını, davacının icra inkarında bulunmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu bononun arka kısmındaki “15 ton fındık karşılığı”ibaresindeki “1”rakamının sonradan ilave edildiği, ancak bu ilavenin taraflardan hangisinin eli ürünü olduğunun belirlenmesinin mümkün olmadığı, buna göre asıl davada davanın kabulü gerektiği, birleşen davada ise davacının 17.500 TL.borçlu olduğunu kabul ettiği gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davalısı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Birleşen dava yönünden ise; dava konusu bononun keşidecisi birleşen davanın davacısı ... lehdarı ise davalı ... olup, senedin halen lehdar elinde bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Birleşen davanın davacısı ..., dava konusu senedin boş olarak imzalanıp verildiğini, ancak aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia etmektedir. Bu durumda mahkemece senede karşı ileri sürülen bu iddianın yazılı delille ispatı gerektiği ve ispat külfetinin davacı ...’da olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle birleşen davada verilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl davanın davacısı ... yararına takdir edilen 1.100 TL.duruşma vekalet ücretinin davalı ...’den alınarak, asıl davanın davacısı ...’e verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.