Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9494 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3502 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA DAVACI : ....vek.Av....ASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA DAVALI : ...vek.Av.... Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davanın davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek...emiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilince .... içme suyu tesis inşaatı yapım işinin sözleşme ile üstlenildiğini, bu işin yapımında kullanılan boruların davalı şirketten aldıklarını, işin idareye tesliminden sonra borularda patlamalar yaşandığını, sorunun davalı yanca satılan boruların içme suyunu uygun ve yeterli olmamasından kaynaklandığını, davalının standart dışı boru satarak müvekkilini zarara uğrattığını belirterek, asıl davada fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi tazminatın, ıslah dilekçesiyle ise 275.000 TL maddi tazminatın birleşen davada ise asıl dava haricinde 163.372,92 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından davacıya satılan bonoların standartlara uygun olmadığı ve su borularındaki patlamaların bundan kaynaklandığı, ... tarafından davacı aleyhine açılan davada davacı iş sahibinin 329.629,71 TL olarak tespit edildiği ve dosyanın karara çıkarak kesinleştiği, dolayısıyla davacının bu zararı dava dışı ...ne ödeme riski altında bulunduğu, ancak gerek dava tarihinde gerekse kararın verildiği tarihte davacının henüz bir ödeme yapmadığı, bu itibarla davacının davalı satıcıya rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığı, zira davacının ... bu tazminatı ödeyip ödemediği şayet ödeyecekse ne kadar ödeyeceğinin henüz belli olmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davacı vekilince temyiz edilmiştir.Asıl ve birleşen dava, davalı tarafından davacıya satılan su borularının ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat davası olup yerel mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi rücu davası değildir. Bu durumda mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulüyle işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 25. madde hükmüne göre deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.