Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9483 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12613 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek... ve davalılardan ... gelmiş, başka gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 10.08.2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayiliğe konu akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazın malikleri olan diğer davalılar tarafından taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 12.12.2000 tarihinde 25 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkilinin akaryakıt istasyonu için duran varlık-inşaat adı altında toplam 241.654.43 TL.inşaat harcaması yaptığını, bu harcamaların intifa ve bayilik ilişkisinin 25 yıl süreceği varsayımına dayalı olarak gerçekleştirildiğini, Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarihli kararları doğrultusunda tarafların bayilik sözleşmesi ve intifa ilişkisinin 18.09.2010 tarihinde son bulması konusunda mutabık kaldıklarını, ilişkinin süresinden önce sona ermesi nedeniyle bu tarihten sonrası için bakiye yıla fazladan harcanan, harcama tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz dahil bakiye 263.071.21 TL.duran varlık-inşaat bedelinin müvekkiline iadesi gerektiğini, bu konuda keşide ettikleri ihtara rağmen davalının ödeme yapmadığını belirterek, 263.071.21 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan yatırımların işin gereği olarak süreye bakılmaksızın yapılan masraflar olduğu, bayilik sözleşmesinde kalıcı yatırımların davalılar tarafından ödeneceği konusunda bir hüküm bulunmadığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesinden sonra davalı şirketin bir başka dağıtım şirketiyle yeni bayilik sözleşmesi imzalamasının sebepsiz zenginleşme oluşturmayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı, kendisi tarafından yapıldığı ve akdi ilişkinin sona ermesinden sonra da davalı tarafça kullanılmaya devam edildiği iddia olunan kalıcı yatırım bedellerinin tahsilini istemiştir. Davacı vekilince iddiaya konu yatırım bedelleriyle ilgili bir kısım fatura ve hak ediş maliyetlerine ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen bina ve müştemilatı gibi sabit yatırımların yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise halen davalı tarafça ticari işlerinin devamı için kullanılıp kullanılmadığı, bir başka deyişle yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı üzerinde durularak ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.