MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhinde İstanbul 1.İcra Müdürlüğü'nün 2006/9903 esas numaralı dosyası ile başlatılan kambiyo takibinin dayanağı olan 10 adet çekteki müvekkili adına yapılmış görünen cironun sahte olduğu, müvekkilin icra tehdidi altında bırakılarak borcu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasıyla; ihtirazi kayıt ile ödenmiş olan 40.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan istirdatına, davalının kötüniyetli olması nedeniyle davalı aleyhinde %40 oranından az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı aleyhinde, müvekkil şirket ile imzalanmış olan bayilik sözleşmesinden doğan alacağını tahsil etmek amacıyla icra takibi başlatıldığını,müvekkil şirketin iyniyetli olduğunu, görülmekte olan davada husumetin müvekkil şirkete yöneltilemeyeceğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller,alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu çekler üzerindeki ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, davacının icra dosyasına yapmış olduğu bütün itirazlarına rağmen takibe devam edildiği ve davacının icra tehdidi altında dava konusu 40.000 TL'yi ödemek zorunda kaldığı gerekçesiyle davalının kötüniyetli olduğu kanaatine varılmış, davanın kabulü ile davacının.İcra Müdürlüğü'nün 2006/9903 esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile dosyaya yapmış olduğu 40.000 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı aleyhinde asıl alacağın %40'ı oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacının imza inkarı üzerine her ne kadar Adli Tıp Kurumu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış ise de imza incelemesinde mukayese imza olarak alınan imza örneklerinin fotokopi belge olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşik içtihatlara göre fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu durumda dava konusu çeklerin keşide tarihinden önceki ihtilafsız döneme ait davacıya ait imza örnekleri getirilerek bu örneklerin asılları üzerinde yeniden bilirkişi raporu alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.