Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9301 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 7311 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, asıl dosyada, Konya Yedinci İcra Müdürlüğü'nün 2007/56 Esas sayılı dosyasında yapılan 17.03.2008 tarihli sıra cetvelinde ilk sırada yer alan temlik alacaklısı ve rehin hakkı sahibinin alacağının muvazaalı olduğunu belirterek, davalıya isabet edecek payın müvekkiline tahsisini talep etmiştir. Davacı vekili, birleşen dosyada müvekkilinin 3. sırada yer alan diğer bir alacağı nedeniyle aynı davalı hakkında aynı gerekçeyle sıra cetveline itiraz davası açarak her iki dosyanın birleştirilmesini ve davalıya ayrılan payın mü-vekkiline tahsisini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 1. sırada yer alan rehin hakkı sahibi olduğunu, rehin tesis tarihinin tüm hacizlerden önce gerçekleştiğini, rehinli alacağın bankadan temlik alınması nedeniyle muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek, her iki dosyadan ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının kambiyo senedine dayalı takibi varken, borçlunun borcunu ödeyerek alacağı temlik almasının hayatın olağan akışına aykırı ol-duğu, üstelik rehnin temlik alınan alacağı dahi karşılayamadığı, temlik alınan alacağın nakden karşılığının ödendiğinin ispat edilemediği, davalının isticvaba icabet etmediği, bu nedenle davalının gerek bonodan, gerekse temliknameden dolayı alacaklı kabul edilemeyeceği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili kararı temyiz etmiştir. 1- Somut olayda, A...bank S... T... Şubesi lehine 25.08.2006 tarihinde tesis edilen rehinle teminatlandırılmış alacak, davalı tarafından düzenleme şeklinde noter senediyle temlik alınmış olup, davacının hacizlerinin rehinden sonraki tarihlerde konulduğu ihtilafsızdır. Söz konusu 07.06.2007 tarihli temliknamede, davalı Seyit'in rehinli alacağı, temlik bedelini nakden ve tamamen ödeyerek temlik aldığı yazılı olup, Borçlar Kanunu'nun 168/1 hükmü uyarınca, rehin hakkının da temlik alana geçtiğinin kabulü gerekir. Bu şekilde davalı alacağını ispat etmiş olduğu halde usule aykırı şekilde isticvap davetiyesi çıkarılmak suretiyle ve davalının söz konusu davetiyeye icabet etmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 2- Sıra cetveline itiraz davalarında her alacaklı, aynı veya kendisinden önceki derece veya sıraya dahil alacaklar hakkında itirazda bulunabilir. Bir alacaklının, kendisinden sonraki derece veya sıradaki alacak hakkında dava açmasında kural olarak hukuki yararı yoktur. Bu nedenle satış bedeli 1. sıradaki rehin hakkı sahibi davalının alacağını karşılamaya dahi yetmediği ve sıra cetvelinin 2. ve 3. sırasındaki alacaklı davacı tarafından da dava konusu edilmediği halde, sıra cetvelinin 7. sırasındaki aynı davalıya ait bonoya dayalı alacağın muvazaalı olup olmadığına ilişkin inceleme yapılması, bu konuda isticvap davetiyesi gönderilmesi ve hükme dayanak gösterilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonu ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.