MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ... ve Av....ile temlik eden davalı vek. Av. bbb ve temlik alan davalı vek.Av.bbbb'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu bbbSan. Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından hesabın kat edilerek müvekkili ve diğer borçlular hakkında icra takiplerine girişildiğini, müvekkilinin taşınmazı üzerine haciz konulması üzerine davalı banka ile protokol imzalanarak borcun 1.039.000 TL olarak belirlendiğini, protokol doğrultusunda müvekkilinin 400.000 TL ödeme yaptığını, ödenen bu kısım yönünden alacaklının haklarına halef olan müvekkiline davalı bankanın rehin ve teminatları temlik etmediğini, ayrıca alacağı diğer davalı şirkete temlik ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin kefilliğinin sona erdiğinin kabulü gerektiğini, aksi durumda dahi taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt faiz oranının TBK.nun 88-120 maddelerine uygun olmadığını, protokolde belirlenen borç miktarı baz alınarak TBK.nun 88-120 maddelerine göre belirlenecek temerrüt faiz oranı üzerinden ve davalı bankaya yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılmasını, bu durumda müvekkilinin borcunun bulunmadığının görüleceğini ileri sürerek icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, mahkeme aksi kanıda ise o takdirde yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında yapılan ödemelerin belirlenerek vaki borcun tespiti ve ödeme miktarınca borçlu olunmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, müvekkilinin icra dosyalarındaki alacağını davadan önce diğer davalıya temlik ettiğini, davacının protokol doğrultusunda yapması gereken ödemeleri tam yapmaması nedeni ile protokolün hükümsüz kaldığını, borcun bir kısmının ödenmesi halinde rehin konusu üzerinde alacaklının alacağını tamamlamadan alacaklı zararına olacak şekilde bir hak tesisinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı ... AŞ vekili, icra dosyalarındaki alacağın temlik alındığını, davacının protokol hükümlerine aykırı davrandığından protokolün geçerliliğini yitirdiğini, protokolün 2. maddesine göre icra takiplerine kaldıkları yerden takip talebindeki koşullarla devam edileceğinin ön görüldüğünü, araç satışından dolayı yapılan tahsilatların icra dosyasından yapıldığından icra müdürlüğünce dikkate alındığını, temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davalı bankanın dava tarihinden önce davaya konu icra dosyalarından kaynaklı alacağını diğer davalı şirkete temlik ettiğinden adı geçen davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, taraflar arasındaki protokolün borcun yenilendiği veya uzatıldığı anlamında olmadığı, borcun tasfiyesine yönelik olduğu, davacının protokol hükümlerine uymadığı, bu durumda protokolün 2.maddesinde belirtildiği üzere dava konusu başlatılan takiplere kaldıkları yerden, takip tarihindeki koşullar ile devam edileceğinin öngörüldüğü, icra takiplerinde faiz oranlarının açıkça gösterildiği gibi akdi ve temerrüt faiz oranlarının sözleşme ile açıkça belirlenmiş olduğu, bu nedenle davacının yasal faiz uygulanmasına yönelik talebinin yerinde görülmediği, davacının protokol gereğince yaptığı ödemesinin ve gerekse icra dosyalarında yapılan tahsilatların icra dosyalarına bildirilmiş olduğu gerekçeleriyle davanın davalı banka yönünden husumetten diğer davalı yönünden ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan temlik eden ve temlik alan davalılar yararına ayrı ayrı takdir edilen 1.350,00'er TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.