Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9068 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11805 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 39. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 18/02/2013NUMARASI : 2011/102-2013/28Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. B. B. ile Tasfiye Memuru A. K. gelmiş, duruşmaya başlanarak hazır bulunan tasfiye memuru ve avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, davalı ile 24.07.2008 tarihinde 5 yıl süreli Bayilik sözleşmesi imzalandığını, 21.11.2008 tarihinde davalının işyerinde yapılan tespitte A. ürünlerinin satıldığının tespit edildiğini, davalının bayilik sözleşmesine aykırı davranması ve keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkması üzerine 17.12.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davalının 60.014,15 TL borcu olduğunu kabul ettiğini, tüplerin iade edilmesi gerektiğini, ayrıca cezai şart ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek şimdilik 8.500 TL' nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, yargılama sırasında dava değerini 20.000 TL' ye çıkartarak davasını ıslah etmiştir.Davalı vekili, 44 yıldır davacının bayisi olduğunu, 2007 yılının sonuna kadar ödemelerde bir sorun yaşanmadığını, iki dükkanı 16.09.2008 tarihinde G. K.' a sattığını, satılan dükkanlardan birinde 20.11.2008 tarihinde A. bayiliği ile ilgili satış yapıldığını, müvekkilinin ilgisi olmadığını, çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıya 60.014,85 TL borcu olduğunu, davacının verdiği tüplerin kullanıcılarında kaldığı için iade edilmesinin mümkün olmadığını, ipotekli arsanın satılması durumunda borcunun ödenebileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller, bayilik sözleşmesi, bilirkişi raporu ve ıslah talebi dikkate alınarak, 20.000 TL' nin davalıdan tahsiline bu bedelden 1500 TL' ye 27.12.2008 tarihinden, 7000 TL' ye dava tarihinden 11.500 TL' ye ıslah tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı vekili, iş bu davada; 3.500 TL tüp bedelinden kaynaklanan cezai şart, 3.500 TL' nin Bayilik Sözleşmesi 24. maddesinden kaynaklanan cezai şart ve 1500 TL kar kaybı olmak üzere toplam 8500 TL' nin davalıdan tahsilini istemiştir.Davacı vekili, verdiği 06.07.2012 havale tarihli ıslah dilekçesinde ''a-4.000 TL olan haksız fesih sebebiyle cezai şart talebimizi 6.000 TL daha artırarak 10.000 TL' ye b-3.000 TL olan kar mahrumiyeti talebimizi 4.000 Tl daha artırarak 7.000 TL' ye c-1.500 TL olan tüplerin iade edilmemesi sebebiyle cezai şart talebimizi 1.500 TL artırarak, 3.000 TL' ye yükseltiyoruz...'' demiştir.Mahkemece, yukarıda açıklanan talepler gözardı edilerek, toplu halde, 20.000 TL' nin faiziyle tahsiline karar verilmiştir. HUMK' un 388/son (HMK md. 297/2) hükmüne göre; ''Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen harç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.'' Anılan yasa hükmü gözetildiğinde, davacının her bir kalem için ne kadarlık talebinin kabul edildiği karar yerinde tartışılarak ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.