MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin oğlu ...' ın davalı firmayla yaptığı 22.06.2011 tarih 1784 nolu...'na (fide üretim sözleşmesine) istinaden davalı firmaya fide yetiştirmesi için tohumları verdiğini, ekim döneminde fatura ile 56.280 adet ve 48.720 adet karnabahar fidesini teslim aldığını, fide yetiştirme bedeli olarak davalı şirkete takibe konu senedi verdiğini, ancak davalı tarafından teslim edilen fidelerde "çökerten" hastalığının görüldüğünü, derhal firma mühendislerinin haberdar edildiğini, firmanın 2 mühendisinin 02.09.2011 tarihinde fidelerdeki "çökerten" hastalığını gördüklerini,konuyla ilgili olarak İlçe Tarım Hayvancılık Müdürlüğü'nden rapor alındığını belirterek, müvekkilinin... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5304 Esas sayılı dosyasında takibe dayanak senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının teslimden takriben 13 gün sonra davalı firmaya fidelerin hastalandıklarını bildirdiğini, firma yetkililerinin inceleme yapmak üzere gittiklerini, fidelerin dikilmediği ve olumsuz şartlarda bekletildiği için bozulduğunun davacıya bildirildiğini,fideleri tesliminden itibaren 3 gün içinde dikmesi gerektiğini, fideleri olumsuz koşullarda depoladığını, müvekkili firmanın "iyi tarım uygulamaları sertifikası" sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini ve müvekkili lehine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının ayıplı olarak teslim edilen malın geri alınması için davalı şirkete süresinde müracaat ettiği, davalı şirketin ayıplı malını teslim alarak bu mal nedeni ile verilen ve takibe konu olan senedi davalıya iade etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.1- Harcı yatırılarak mahkemeye sunulmuş temyiz dilekçesinin bulunmaması nedeniyle davacının temyiz istemini reddine, Davalının temyiz itirazları yönünden, 2- Davacı fide bedeli olarak verdiği bonodan dolayı menfi tespit isteminde bulunmuştur. Bononun taraflar arasındaki fide satışına yönelik olarak verildiği tarafların kabulündedir. Davacı davalıdan aldığı fidelerin çökerten hastalığına yakalanmış olduğunu, bu nedenle dikiminin yapılamadığını, davalıya ihbarda bulunulduğunu, davalının ihbara cevap vermediğini iddia etmiştir.Davacının beyanından da anlaşılacağı şekilde fidelerin teslimi sırasında ayıplı olduğu, bu ayıbın davacı tarafından tespit edildiği belirlenmiştir.Somut olayda uyulması gereken TTK. Madde 25/III'e göre açık, ayıp halinde alıcının 2 gün içerisinde davalıya ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlaması gerekmektedir. Davacı bu iddiasını mahkeme dosyasına sunduğu delillerle kanıtlayamamıştır. Davacının, TTK 25/III gereğince ayıp ihbarını süresinde yapmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı vermesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.