Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8904 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17646 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı şirkete avans olarak 10 adet çek verdiğini, malların teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili tarafından dava dışı şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının kabul edilerek kararın kesinleştiğini, 08.12.2005 keşide tarihli, 50.000 TL bedelli ve 28.03.2006 keşide tarihli, 35.000 TL bedelli çeklerin dava dışı şirket tarafından davalı ... şirketine ciro edildiğini, menfi tespit davasında davalı ... şirketine bildirim yapıldığı halde, davalının çeklere dayalı iki adet icra takibi yaptığını, ayrıca faktoring mevzuatına uygun olmayan işlemlerle çeklerin devralındığını belirterek, müvekkilinin çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, icra takiplerinin iptaline, kötüniyet tazminatına ve icra dosyalarından tahsil edilen paraların istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkiden haberdar olmadığını, iyiniyetli olarak fatura teyidi yapılmak suretiyle çeklerin devralındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, dava konusu çeklerin dava dışı şirket ile davalı ... şirketi arasında imzalanan faktoring sözleşmesine istinaden davalıya devredildiği, dava dışı şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının kabul edildiği, kararın kesinleştiği, dava dışı şirkete karşı ileri sürülebilecek def'ilerin davalı ... şirketine de ileri sürülebileceği, bu nedenle menfi tespit isteminin yerinde olduğu, davacı tarafından yapılan ödemelerin tarihleri ve dava tarihi dikkate alındığında davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı, bu nedenle istirdat davasının reddi gerektiği gerekçesiyle, davacının menfi tespit isteminin kabulüne, çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, istirdat ve tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-İİK 72/7 maddesine göre hak düşürücü süre borcun icra dosyasına tamamen ödenmesi üzerine işlemeye başlar. Somut olayda icra takip dosyalarının infaz aşamasında olduğu, borcun tamamen bitmediği anlaşılmaktadır. İİK 72/7 maddesinde gösterilen hak düşürücü süre işlemeye başlamadığından istirdat isteminin reddine dair karar doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.