Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8896 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19287 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ Taraflar arasındaki bedel iadesi - tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, işyerine davalıdan debriyaj takımı ve debriyaj tulumunu 649.78-TL ödeyerek satın aldığını, malın bozuk ve çalışmıyor olduğunu, bu nedenle 16/02/2013 tarihinden beri kendi ticarethanesinde müşterilerine düzgün hizmet veremediğini, maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı tarafa defalarca telefon açıp malı değiştirmelerini söylediği ve ihtarname düzenlediği halde, malı geri almadıklarını beyanla, malın iadesine, ödediği parasının kendisine verilmesine ve 1 seneyi geçen zaman zarfındaki maddi ve manevi zararının karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, tazminat yönünden dava dilekçesinin açıklattırılması sonucunda; aylık 2.500-TL zarardan toplam 35.000-TL zararı olduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili, davanın görevli mahkemede açılmadığını, süresinde bir ayıp ihbarının olmadığını, müvekkili firma kayıtları incelendikten sonra mahkeme tarafından değerlendirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin üründe meydana gelen hasardan sorumlu olmadığını, garanti belgesi verilmiş olup, burada da belirtildiği üzere, ürünün montajının yeterli donanıma sahip olmayan kimseler tarafından veya montaj kurallarına riayet edilmeden yapılmış olması halinin garanti kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin yalnızca davacıya satışı yapmış olup, montajını davacının kendisinin de usta olduğunu ve kendisinin yaptıracağını söylediğini, müvekkili firmanın montajdan kaynaklı bir sorumluluğunun olamayacağını, üretime dayalı bir sorun olmadığının da ortada olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporunda; deformasyonun, ürünün montajından ya da kullanıcı hatasından değil, kullanılan plastik ara malzemesi hatasından kaynaklandığı ve ürünün gizli ayıplı sayılması gerektiğinin belirtildiği, gizli ayıbın rapor ile sabit hale geldiği, davacının tercih hakkını bedel iadesi olarak kullandığından bu talebin kabulünün gerektiği, davacının bu parçanın arızalı olduğunu kanıtlamaya çalışırken kendi müşterilerine ve davalıya karşı düştüğü hal ve durum dikkate alındığında, manevi tazminatın hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, amacının çekilen acıları yeterince dindirmek, zarara uğrayanın da huzur duygusunu uyandırmak olduğu, miktarının kamuoyunda ve sosyal vicdanda hak ettiği güven ve inancı yaratacak bir miktar olması gerektiği, uğranılan zararın parasal karşılığı olmadığı açık olmakla, davacının manevi tazminat talebinin 1.000-TL' lik kısmının kabulüne, maddi olarak kaybının olduğunu beyan etmiş ise de, davasını bu yönden ispat edemediğinden maddi tazminat talebinin ve fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu olan ayıplı malın fatura bedeli olan 649,78-TL' nin ve 1.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. .../...492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 30’uncu maddesine göre, “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz.” Nisbi harca tabi davalarda harcın ödeme zamanını düzenleyen aynı Kanun’un m.28/a hükmüne göre de nisbi harçların ¼’ünün peşin ödenmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesinde ayıplı malın geri teslim alınıp parasının iadesini ve maddi-manevi zararının tazminini talep etmiş, dava değerini ise 649,68-TL olarak beyan ettikten sonra, harcı 650-TL üzerinden yatırmıştır. Mahkemece 15.04.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında davacıya talebini açıklaması için kesin süre verilmiş, davacı da 30.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile toplamda 35.000-TL zarara uğradığını beyan etmiştir. Mahkemece, Harçlar Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca, eksik harçlar tamamlanmadan davaya devam edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin ve davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.