MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit (yargılamanın iadesi yolu ile) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, ...kuk Mahkemesi'nin 2007/284 E. -2008/242 K. sayılı dosyasında müvekkilinin 300.000-TL bedelli menfi tespit davasının reddine karar verilmiş ve kararın kesinleşmiş olduğunu, ancak daha sonra davalı hakkında ... nın 2008/91056 sayılı soruşturma dosyasında yapılan tahkikat sonucunda,.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hükmüne esas alınan bonoda sahtecilik eyleminde bulunulduğuna dair iddianame düzenlenerek, davalı ... ve bono lehdarı ... aleyhine ... Asliye Ceza Mahkemesi' nin 2008/881 E.sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, davalı ...'in hukuk mahkemesinde bonoyu doğrudan müvekkilinden aldığını beyan etmiş olmasına rağmen, ceza dosyasında ise bonoyu davadışı gayriresmi ortağından aldığını ve...a ciro ettiğini beyan ettiğini, bonodaki lehtar imzasının da sahte olduğunun anlaşıldığını, mahkemenin hükme esas aldığı bononun hukuka aykırı bir yolla elde edilip doldurulmak suretiyle borç belgesi haline getirildiğini ve bunun hükmü etkileyeceğini ileri sürerek, HUMK 445. md. gereğince Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin işbu dosyasında yargılamanın iadesini ve kararının ortadan kaldırılmasını, işbu sayılı dosyadaki talepleri dairesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dayandığı belgenin hükümden sonra ortaya çıkan bir belge olmayıp, hüküm verilmeden önce var olan, dava dosyasına giren bir belge olduğunu, önceki dosyada tüm delillerin değerlendirilerek davanın reddine karar verildiğini, davacının hükmü süresinde temyiz etmeyerek kararın kesinleşmesine kendisinin sebep olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın HMK' nın 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesine ilişkin olduğu, yargılamanın iadesi talebinin kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı istenebileceği, işbu mahkemenin 2009/284 E. sayılı dosyasının da 25/06/2009 tarihinde kesinleştiği, HMK' nın 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sayılmış olup, 1-d bendinde, "karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmi makam önünde ikrar edilmiş olması" hükmünün yer aldığı, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi' nin 2008/881 E.sayılı dosyasında menfi tespit davasına konu senedin sahte olduğunun bilirkişi raporları ile tespit edilmiş olduğu gerekçeleriyle, HMK' nın 380.maddesi hükümleri de gözönüne alınarak davanın kabulü ile, yargılamanın iadesi talep edilen işbu mahkemenin 2007/284 E.-2008/242 K. sayılı 24/07/2008 tarihli kararının iptaline, davaya konu 01/07/2002 tanzim, 01/12/2002 vade tarihli, 300.000-TL bedelli bonodan dolayı davacı ...'ın borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak olan 300.000-TL'nin %40'ı oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, HMK' nın 380/2. maddesi gereğince hüküm özetinin mahkemenin 2007/284 E.- 2008/240 K. sayılı dosyasında verilen 24/07/2008 tarihli kararının bütün nüshalarında yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu'nun 01.02.2012 gün ve 2011/19-639 E. - 2012/30 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (5271 S. Ceza Muhakemesi Kanunu m.231), kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir. Yargılama sistemimizde temyiz yasa yolu, yalnızca hükümler bakımından kabul edilmiştir. Hükümler ise 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bunlar arasında yer almadıklarından hüküm niteliğinde de değildir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 E., 2009/12 K. sayılı ilamı). Bu nedenlerle, davalı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan yapılan yargılama sonucunda ... Mahkemesince(2008/881 E.-2013/900 K.) verilen ve kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar 6100 S. HMK 375/1-d maddesinde belirtilen ceza mahkemesi kararı niteliğinde kabul edilemeyecektir.Bunun yanısıra, davacı tarafça ikrar olarak nitelendirilen davalı beyanı da daha önceden kolluk ifade tutanağı olarak dosyaya sunulmuş, ancak karar yerinde tartışılmamıştır. Bu durumda, bu eksiklik önceki dosyada temyiz sebebi yapılması gerekirken, HMK 375/1-ç maddesi kapsamında "elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen belge" şeklinde değerlendirilmesi olanaklı değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.