Davacı vekili, davalı şirket ile 30.04.2007 başlangıç tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede asgari alım taahhüdünde bulunulmasına rağmen davalı şirketin edimini yerine getirmediğini, diğer davalı T.. K..’nun, davalı şirketin borçlarına kefil olduğunu, akdin ihlali nedeniyle 243.990 USD.zarar oluştuğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 USD.nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, sözleşmenin Rekabet Yasasına aykırı olduğunu, T.. K..’nun sözleşmenin tarafı olmadığını, talep edilen cezai şartın haksız bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalı şirketin yıllık asgari alım taahhüdünü yerine getirememesine rağmen davacının mal vermek suretiyle cezai şart isteminden zımnen feragat ettiği, T.. K..’nun ise bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçeleriyle davanın T.. K.. yönünden husumet yokluğundan, davalı şirket yönünden zımni feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı ile davalı şirket arasında 30.04.2007 başlangıç tarihli 5 yıl süreli ve asgari alım taahhüdünü içeren bayilik sözleşmesi bulunduğu ve davalı şirketin yıllık asgari alım taahhüdünü yerine getiremediğinde uyuşmazlık yoktur.Davacının her yıl sonunda taahhüdün ihlaline rağmen mal vermeye devam etmiş olması sözleşmedeki taahhüdün ihlali halinde uygulanacak cezai müeyyidelerden feragat ettiği anlamına gelmez. Çünkü devam eden süreçte bayinin taahhüdünü yerine getirme imkanı mevcut olup, bu şekilde mal verilmesi bayiye tanınan bir haktır. Somut olayda davalı şirketin kendisine tanınan bu hakka rağmen devam eden süreçte yargılama dahil taahhüdünü yerine getiremediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, akdin cezai şarta ilişkin hükümlerinin uygulanması ve bu yönde alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile akdin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde şirket hakkında davanın reddi doğru görülmemiştir.Öte yandan davalı T.. K.. 30.04.2008 tarihli “Vekaletname” başlıklı belge ile davalı şirketin 1.000.000 TL.sine kadar olan ve akitten doğan borçlarına kefil olmuştur. Anılan vekaletname dikkate alınmadan davalı T.. K.. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi de isabetsizdir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990.00.TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.