Davacı vekili, müvekkilinin davalıya 01.12.2011 ödeme tarihli, 750 TL yazılı miktarlı ve müvekkil adını yazdığı bonoyu verdiğini, davalının rakamla yazılı bedel kısmının önüne “3” rakamı ekleyip, yazı ile de “üçbinyediyüzelli TL” yazdığını oysa bono bedelinin 750 TL olduğunu ileri sürerek, tahrif edilen, sahte ve bedelsiz bononun takibe konulması nedeniyle takibin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının gerçek borcunun 3.750 TL olduğunu, bonoya yanlışlıkla “750 TL” yazıldığını, yanlışlık fark edilince aynı anda “3” rakamının eklendiğini belirterek davanın reddi istemiştir. Mahkemece dosya kapsamı, bono, bilirkişi raporu karşısında, bononun geçerliliğini etkileyecek tahrifat bulunmadığı ve çelişki halinde bonodaki yazı ile yazılan bedele itibar edileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava konusu bononun rakamla yazılı bedel hanesinde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Tahrifat bulunan hallerde, senetteki bedelin yazı ve rakamla yazılanları arasında farklılık bulunması halinde yazı ile olan miktara itibar edileceğine ilişkin kural uygulanamaz. Bu durumda, somut olayda senet bedelinin tahrifattan önceki hali ile yani 750 TL olarak kabulü gerekir. Nitekim davacı da davasında bu miktar üzerinden borçlu olduğunu kabul etmiştir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.