MAHKEMESİ : Bursa 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2013NUMARASI : 2011/914-2013/237Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı Z.. İzmir arasında akdedilen Kredi Genel Sözleşmesine istinaden adı geçen borçluya ticari nitelikli kredi kullandırıldığını, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek öncelikle yetki itirazının reddine, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, gerek asıl borçlu gerekse kendisinin ikametgahının Balıkesir’de bulunduğunu, Balıkesir Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, kefaletinin işletme kredisi bakımından olup, bankomat veya kredi kartı ve sair borçları kapsamadığını, işletme kredi borcunun asıl borçlu tarafından bir kısmının ödendiğini, bakiye borcu fer’ileri ile birlikte kabul ettiğini belirterek, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmede yetki hususunda açık hüküm olup, Bursa Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili bulunduğundan yetki itirazının yerinde olmadığı, davalı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı gerekçesiyle 5.054.01.-TL yönünden davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında; “Davalı kefil bilirkişi raporuna yönelik itirazlarında ve temyizinde kefil olduğu kredi borcunun 8 taksidinin asıl borçlu tarafından ödendiğini belirterek mahkemece bu yönün araştırılmamış olmasının eksik incelemeye dayalı olduğunu savunmuştur. Kefaletin fer'iliği ilkesi gereğince mahkemece asıl borçlu tarafından yapılan ödemeler bakımından araştırma ve inceleme yapılarak davalı kefilin sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken davalının bu yöne ilişkin itirazları üzerinde durulup değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya toplanan delillere ve bozma sonrası alınan 13.12.2012 tarihli emekli bankacı B. G. tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile icra takip dosyasında takibin 5.740,08 TL üzerinden devamına, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı asil ödeme emrine itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde asıl borçlunun ödemediği kredinin 4 taksidinin kendisi tarafından takip dosyasına ödendiğini, ödenmeyen 4 taksidin ana para olarak 1257 TL. olduğunu ve bu miktarı ferileriyle birlikte kabul ettiğini bildirmiş, kalan miktara itiraz etmiştir. Davalı bu bağlamda dava tarihinden sonra itirazında kabul ettiği bu miktarı 25.10.2007 tarihinde 1510 TL. olarak ödemiştir. İtirazın iptali davasının niteliği gereği davalı borçlunun borcu hesaplanırken takip tarihi 27.08.2007 tarihi esas alınacaktır. Davalının itirazında kabul ettiği miktar yönünden takip kesinleşmiş olacağından dava açılmasında davacının hukuki menfaati bulunmamaktadır. Bu durumda davalının kabulünde olan bu miktar yapılan hesaplamada mahsup edilecektir. Bu bağlamda Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi B. G. alınan 12.11.2012 tarihli kök raporda davalının borçlu olduğu miktar davalının itirazında kabul ettiği 1257 TL. ferileriyle birlikte toplam 1584 TL. toplam alacaktan mahsup edildikten sonra davalının bozma öncesi alınan rapor ve kararda hüküm altına alınan 5.054,51 TL. üzerinden sorumlu tutulacağı tespit edilmiştir. Oysa Mahkemece davalının itirazında kabulünde olduğu miktarı 1510 TL. olarak ödediği ve dava tarihinden sonraki bir tarih olan 25.10.2007 tarihi itibariyle davalının borçlu olduğu tespit edilerek ek raporda hesaplanan 5.740,08 TL. üzerinden karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamına esas mahkemenin ilk hükmünde davalı 5.054,01 TL. borçlu olduğu ve bu miktarın davalıdan tahsiline hükmedilmiş olup bozma ilamı sonrası alınan uyuşmazlığın niteliğine aykırı düşecek nitelikte Yargıtay denetimine elverişsiz ve hatalı 13.12.2012 tarihli ek rapordaki hesaplanan miktar benimsenerek davalı-kefilin 5.740,08 TL. Nedeniyle sorumlu olacağını hüküm altına alan mahkeme kararı doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.