Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8016 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10771 - Esas Yıl 2012





Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi gereğince davalıya verilen çekin, malın ayıplı çıkması nedeniyle bedelsiz kaldığından çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile davacının bu nedenle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından davacıya teslim edilen malın standartlara uygun olmadığı ve davacının bu nedenle uğradığı zarardan üretici firma olarak davalının sorumlu olduğu, davalı yanın sözleşmede kararlaştırılan 1. parti malın davacı tarafından iade edilmediğini iddia ettiği halde, malın 98,496 TL'lik kısmının iade edildiğinin davalının ticari defterlerine işlendiğinden davacının 1. parti malı davalıya iade ettiğinin kabulünün gerektiği, davalının, davacının girdiği ihalenin feshi nedeniyle davacıdan alınan kesin teminat bedeli, damga vergisi bedeli olan 7.742,50 TL'den de sorumlu olduğu, davacının uğradığı kazanç kaybı ile birlikte davalıdan toplam 31.976,50 TL alacaklı olduğu, çekin bedelsiz kaldığı, iş bu davanın ayıp ihbar süresi içinde açıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 31.976,50 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; dava konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davada taraf olmayan A.. Ltd. Şti.'nin karar başlığında gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilcek maddi hata niteliğinde olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsımı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2) Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının davacıya gönderdiği 1. parti malın ayıplı çıkması nedeniyle iade edildiği ve davalı tarafın iade edilen bu mala karşılık tekrar mal gönderdiği; bu malın da ihale makamınca ayıplı olduğu gerekçesiyle kabul edilmemesi üzerine davacı tarafından davalıya geri gönderildiği ve bu iadelere ilişkin iade faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı tarafça 2. kez kendisine iade edilen ayıplı mala karşılık davacıya yeniden gönderilen malın da ayıplı olduğu iddiasıyla davacı tarafından davalıya iade edildiği iddia edilmiş ise de, davalı bu son iade iddiasını kabul etmemiştir. Davacının iddiasına konu 06.08.2009 tarihli iade faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Dosyaya sunulan 06.08.2009 tarihli iade faturası, irsaliyeli fatura olmadığı gibi fatura kapsamındaki mallara ilişkin irsaliye de sunulmamış ve anılan faturaların davalıya tebliği konusunda da dosyada bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.Bu durumda mahkemece, 3. iade iddiasına konu fatura kapsamındaki malların davalıya iade yoluyla teslim edilip edilmediği yönü üzerinde etraflıca durularak davacının bu hususu yazılı delille ispatlaması gerektiği de gözetilerek, varsa bu konudaki delilleri sorulup eksiksiz olarak toplandıktan sonra deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.