MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin narenciye ticaretiyle uğraşmakta olup, davalıya plastik kasalarda mal sattığını, davalının kasaları iade etmediğini, kasaların iadesini sağlamak amacıyla ihtarname keşide edilmiş ise de sonuç alınamadığını, davalı uhdesinde bulunan 8989 adet kasa bedeli olan 75.097,70 TL'nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazıyla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında %...'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline teslim edilen kasaların davacıya iade edildiğini, davalının alacağını ispat etmekle yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddi ile %...'den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava cari hesap alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine yönelik olup, 8989 adet kasanın iade edilmediğini ileri sürerek bedelini talep eden davacının kasaları davalıya teslim ettiğine dair herhangi bir belge sunamadığ??, taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi kasaların iadesine yönelik herhangi bir kayda da rastlanılmadığı, davacı alacağının ispata muhtaç olduğu, mevcut delil durumuna göre davanın sübut bulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki narenciye satışında kullanılan meyve kasalarının davacıya iadesi gerekip gerekmediği ve iade gerekiyorsa, iade edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı dava konusu kasaların mal teslim edildikten sonra kendisine iade edilmesi gerekirken iade edilmediğini ileri sürerek bedelini talep etmiş, davalı ise kasaları davacıya iade ettiğini savunmuştur. Bu durumda somut olayda ispat külfeti kasaları iade ettiğini savunan davalıda olduğu halde mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.