MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av....'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ... Mahallesi, 737 oda 28 parselde kayıtlı 14 nolu villanın müvekkiline satılması konusunda 04.01.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, sözleşmede 15 ay içinde kat irtifakı tapusunun ve iskanının alınarak ve müvekkili adına kat mülkiyeti tapusunun çıkarılarak müvekkiline teslim edileceğinin düzenlendiğini, bu sürenin üzerinden 6 ay daha geçtiği halde iskanın da alınamadığını, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca öngörülen sürede iskan alımı ve kat mülkiyeti tapusunun çıkarılması konusundaki edimler yerine getirilmediği takdirde davalının 100.000 Euro tazminat ödemeyi yükümlendiğini, sözleşme gereği davalının ipotekleri kaldırmamasından dolayı müvekkilinin ipoteklerin fekki için başvuruda bulunup 2.840 TL harcama yaptığını, yine sözleşmenin 6. maddesine göre site için yolların ve açık otopark alanlarının yapılmış vaziyette teslimi gerektiği halde bu konudaki eksikliklerin giderilmesi için müvekkilince davalının bilgisi dışında 44.066 TL masraf yapıldığını, yine 27.10.2008 tarihinde müvekkilinin taşınmazı ile aynı kattaki diğer villaların bodrum katlarını su bastığını, kapıların, parkelerin ve eşyaların zarar gördüğünü, müvekkilinin uğradığı zararın 8.000 Euro olduğunu, su basmasının davalının eksik ve hatalı işlerinden kaynaklandığını belirterek 100.000 Euro tazminatın faizi ve KDV'si ile birlikte, 2.840 TL'nin ve 44.066 TL'nin ise faiziyle birlikte, 8.000 Euro'nun da davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme ile üzerine düşen parasal yükümlülükleri yerine getirdiğini, müvekkilince 16.12.2009 tarihinde ipoteklerin fekkedildiğini, 23.12.2009 tarihinde iskanın alındığını, 30.12.2009 tarihinde ise kat irtifakı tapusunun kat mülkiyeti tapusuna dönüştürüldüğünü, sözleşmedeki cezai şartın seçimlik cezai şart niteliğinde olduğunu, davacının gecikmiş ifayı kabul etmekle seçimlik cezai şartı isteyemeyeceğini, kaldı ki dava konusu taşınmaz üzerinde davacının projeye aykırı eklemeler ve tadilatlar yapması neticesinde iskan ve tapunun geciktiğini, ipoteklerin fekkiyle ilgili davacının harcamalarla ilgili kanıt sunmadığını, imar uygulamaları sonucu arsa üzerinden umum yola terk edilen yolların yapılması ile ilgili müvekkilinin bir yükümlülüğü bulunmadığını, bu konudaki sorumluluğun ... Belediyesi'ne ait olduğunu, müvekkilince davacı adına yol katılım bedellerinin ... Belediyesi'ne süresi içinde yatırıldığını, su basmasıyla ilgili iddiaların ve binanın ayıplı yapılmadığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu sözleşmedeki cezai şartın ifaya ekli cezai şart niteliğinde, taşınmazın iskanının alınması ve kat irtifakı tapusunun kat mülkiyeti tapusuna dönüştürülmesi konusundaki gecikmenin meydana gelmesinde taraflar %50'şer oranında kusurlu oldukları, sözleşmenin 6. maddesi gereğince imar yolunun ve otoparkın inşa edilmesi yükümlülüğünün davalıya ait olduğu halde bu konudaki harcamaları davacı yaptığından yapılan giderlerin davacı tarafından istenebileceği, yine davalının taşınmazın yağmur suyu giderini ... kanalizasyon sistemine bağlaması gerekirken rögora bağlamasından dolayı oluşan su baskını sonucunda meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğu, davalı yanca fekkedilmesi gereken ipoteklerin sözleşmede vaad edilen zamanda kaldırılmaması nedeniyle yapılan harcamalar yönünden davacı tarafça ipoteğin davadan sonra fekkedilmesi nedeniyle bu yöndeki talebin konusuz kaldığından dolayı vazgeçtikleri şeklinde beyanda bulunulmuş ise de davalı vekilinin vazgeçmeyi açıkça kabul etmediği, davalının buna ilişkin sorumluluk miktarı bakımından davanın konusuz kaldığından hüküm tesisine yer olmadığına, bakiye kısım yönünden ise talebin reddine karar vermek gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 50.000 Euro tazminatın davalıdan tahsiline, davacının ipotek fekki için talep ettiği 2.840 TL alacak talebinin 1/2'si olan 1.420 TL'nin kabulüne, ancak kabul edilen miktar hakkında konusu kalmadığı için esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ipotek fekki için talep etmiş olduğu 1.420 TL'lik kısmın reddine, 44.066 TL site için yol ve açık otopark masrafı ile su basmasından dolayı 15.000 TL'lik kısmının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Taraflar arasında düzenlenen harici gayri menkul satış sözleşmesinin 4. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleştirilmemesi halinde 100.000 Euro cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır. Tapuda kayıtlı bir gayri menkulün tapu dışı satışı geçersiz olup geçersiz sözleşmede kararlaştırılan cezai şart hükümleri de geçersizdir. Her ne kadar sonradan tapuda devir yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmakta ise de resmi satış sırasında daha önce harici satış sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart hükmünün saklı tutulduğuna ya da resmi satış senedinde yeni bir cezai şart hükmü bulunduğuna dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanılmadığından mahkemece cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde cezai şart talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Davacının ipoteğin fekki sebebiyle yaptığını iddia ettiği 2.840 TL ile ilgili alacak talebi yönünden yargılama sırasındaki vazgeçme beyanı haktan feragat niteliğinde olup davalının muvafakatine bağlı olmadığı halde mahkemece bu yöndeki talebin feragat sebebiyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi bu taleple ilgili hüküm fıkrasında yer alan hükmün infazda tereddüt yaratacak şekilde oluşturulması da HMK'nun 297. maddesine aykırı olup kabul şekli itibariyle isabetsizdir. 3- Davacının satın aldığı taşınmazın ayıplı inşa edilmesi nedeniyle su basma olayı meydana geldiğinden uğranılan zararın tazmini yönündeki talep, işin ayıplı yapılması olayına bağlandığından somut olayda süresinde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması diğer bir bozma nedenidir. 4- Site içi yolların belediyeye devredildiği ve esasen davalı tarafça belediyeye bu yollar için bir bedel ödenildiği savunulmuş, bu konuları içeren 23.07.2013 tarihli kök ve 03.03.2014 tarihli ek rapora davalı tarafından itiraz edilmiş olduğu halde bu yöndeki itirazlar ve belirtilen savunma yeterince değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.