Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7876 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10340 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2012/73-2013/127 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı F.. A.. vekili ve davalı R.. A.. ile M.. A.. tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı F.. A.. vek. Av. ... gelmiş, diğer taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı, kendisi aleyhine bonoya dayalı takip başlatıldığını, takibe konu bononun davalı A.. Süt Ltd. Şti.'nin kendisine devredilmesi için teminat amacıyla verildiğine, ancak şirket hisselerinin %50'sinin İ.. Ş..'e devredildiğini, kendisinin bonoyu sadece imzalı olarak verdiğini, kendisinin şirkete borcu olmadığını, bononun tanzim tarihinde herhangi bir borcu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı F.. A.. vekili, müvekkilinin takibe konu bonoya ciro yoluyla meşru hamil olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini bildirmiştir.Davalı M.. A.., davacıya ödünç para verdiğini, karşılığında dava konusu bonoyu aldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Davalı R.. A.., davalı M.. A..'la bacanak olduklarını, Akin şirketinde sigortalı çalıştığını, davalı M.. A..'un dava konusu bonoyu aralarında alacak-verecek ilişkisi olmamasına rağmen kendisine ciro ettiğini, kendisinin de Mehmet'in oğlu Fırat'a ciro ettiğini, kendisiyle Fırat arasında ticari ilişki bulunmadığını beyan etmiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalılar Mehmet ve Fırat'ın dava konusu bononun hisse devri karşılığında alındığını beyan ettiği, ancak hisse devrinin gerçekleşmediği, buna göre dava konusu bononun şirket hisse devrinin teminatı amacıyla düzenlendiğini gösterdiği, lehdar ve ilk ciranta davalı M.. A..'la ciranta R.. A..'ın akraba oldukları ve aralarında ilişki bulunmadığı, ciranta Ramazan'la hamil Fırat arasında da ticari ilişki bulunmadığı, davalı Fırat'ın, diğer davalı Mehmet'in oğlu olduğu, buna göre davalıların bonoyu kötüniyetli olarak birbirlerine ciro ettikleri, davacının teminat bonosu ve borcu olmadığı iddialarını ispatladığı, davalı yanca teklif edilen yeminin davacı tarafından eda edildiği, davacının takip dosyasına ödemelerde bulunduğu, takibin haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takibe konu bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı F.. A..'dan istirdadına ve davalı F.. A..'un %40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı F.. A.. vekili ile davalılar R.. A.. ve M.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı yan, dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunarak davasını açmıştır. Mahkemece 08.11.2010 tarihli inceleme sonunda davacının adli müzaheret talebi reddedilmiş, davacı bu kez 09.11.2010 tarihli celsede bu kararı kabul etmediğini, doğru tapu kaydını sunduğunu beyan ederek adli yardım talebinin kabul edilmesini istemiş, mahkemece aynı celsede 4 nolu ara kararında, “Yukardaki 1 nolu ara karardaki borç miktarları yazılı cevap olarak geldiğinde davacının adli yardım talebinin celse arasında heyetçe dinlenmesine” denilmiştir. Bu ara kararı gereği yerine getirilmeden davaya devam olunup esas hakkında karar verilmesi doğru değildir. Öncelikle 2. adli yardım talebi konusunda bir karar verilmesi ve bu karar red yönünde olursa o zaman davanın görülebilmesi için gerekli olan harç ikmali için işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer almadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı F.. A.. yararına takdir edilen 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.