MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av.... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğnudan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkilinden diş tıbbi malzemeleri satın aldığını, aralarındaki satım sözleşmesi uyarınca para borcundan dolayı alacaklı olan müvekkilinin ikametgahının yetkili olduğunu, 27.10.2006 tarihli fatura kapsamındaki malzemelerin davalıya teslim edildiğini, ancak davalının borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine girişilen takibe itiraz sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve % 40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan mal almadığını, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini bildirerek, davanın reddini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece, yargılama sonunda davanın dayanağı olan faturada davalının imzası olmadığı gibi malın teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin de bulunmadığı, faturanın tek başına sözleşmeyi ve borcu ispatlamaya yarayan bir belge olmadığı, teslim olgusunun da ispatı gerektiği, davalının defterinde ise faturayla ilgili kayıt olmadığı, faturanın davalıya tebliğ edilmediği, davacının teslim iddiasıyla ilgili davalıya yemin de teklif etmediği gerekçeleriyle davanın ve koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 2012/17306 E. 2013/4140 K. sayılı 05.03.2012 tarihli ilamıyla ''davalı borçlunun icra takibi sırasında hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, bu durumda İİK 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip somut olay bakımından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmediğinden'' bahisle hüküm bozulmuştur.Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, davalı vekilinin icra dairesine yaptığı yetki itirazını geri çekmesi üzerine yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş bulunduğu, davacı defterlerinde davaya konu faturanın kayıtlı olduğu ve davacı yetkilisine yaptırılan tamamlayıcı yemin içeriği de gözetildiğinde davacı yanca alacak iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 19.440,00 TL'nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazlaya dair istemin reddine, hükmolunan tutarın % 20'si oranına tekabül eden 3.888,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 182 v.d. maddelerinde ( 6098 sayılı TBK.nun 207 vd.maddeleri) satım akdi hükümleri düzenlenmiştir. Anılan Yasa hükümleri gözetildiğinde davacı taraf takibe dayanak yaptığı fatura içeriğindeki malları davalıya satarak teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda davacı yan malın teslimine yönelik davalı imzasını barındıran bir teslim belgesi sunamadığı gibi, davalı taraf da davacıdan mal almadığını savunmuştur. Davacı taraf, ticari defter ve kayıtlarının kapanış tasdikli bulunduğuna dair aldırılan bilirkişi raporunda bir saptama olmadığı gibi, davacı ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olsa bile faturanın davacı defterlerinde kayıtlı bulunması içeriğindeki malların davalıya teslim olunduğunu ispatlamaz. Bu olgular karşısında davacı tarafın faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekmekte olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak, davacıdan delilleri sorulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.