MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 29/05/2012NUMARASI : 2011/196-2012/128Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı HMK.nun 150/5-6 maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı (mirasçı) vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalılar tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu 1.700.000.-USD bedelli 30.6.1999 vade tarihli bononun dava dışı N. B.tarafından davalıların murisi adına düzenlenmiş olup, bonoda müvekkilinin kefil sıfatıyla yer aldığını, müvekkiline ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu şekilde icra takibinin kesinleştiğini, davalılar ve bono keşidecisi hakkında sahte özel evrak tanzimi ve bedelsiz kalmış senedi tahsile koymak suçlarından ceza davası açıldığını ve yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetlerine karar verildiğini ileri sürerek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve bedelsiz kalan bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, sahtecilik suçundan müvekkilleri hakkında beraat kararı verildiğini, bonodaki imzanın davacı borçlunun eli ürünü olduğunun tesbit edildiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iş bu dava dosyasının İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/371 esas sayılı dava dosyası olarak görülmekte iken anılan mahkemenin bölünmesi nedeni ile dava dosyasının mahkememize gönderilerek 2011/196 esas sayısını aldığı, 09.07.2010 ve 31.01.2012 tarihli celselerde olmak üzere 2 kez davacı yanca davanın takipsiz bırakıldığı, davacı vekili tarafından 24.02.2012 tarihinde davanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, duruşma günü olarak 29.05.2012 tarihinin belirlendiği, iş bu duruşma gününün davacı vekiline kalemde tebliğ edildiği, ancak tebligat mazbatasına mahkemenin başlığı olan" 21.Asliye Ticaret Mahkemesi " yerine sehven İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi isminin yazıldığı, anılan mahkemede de tesadüfen iş bu dava dosyanın numarası ile aynı olan dava dosyasının bulunduğu ve bu dosyanın da duruşmasının aynı gün ve saatte olduğu, davacı vekilince de dosyanın kendilerine ait iş bu dosya olduğu zannederek bekledikleri ve böylece zaman kaybettikleri, davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapıldığı düşünülerek davanın 29.05.2012 tarihli celsede 3 kez takipsiz bırakıldığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle taraflarca takip edilmeyen davanın HMK.150.maddesinin 5-6 maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 6110 Sayılı Kanunun 13. Maddesi gereğince, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 16.05.2011 tarihli ve 879 Sayılı kararı ile 25 Temmuz 2011 tarihinden itibaren Ticaret Mahkemelerinin tek hakimli olarak faaliyetine devam etmesine ilişkin karar ve yine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 15.07.2011 tarih ve 1364 sayılı kararı ile yeni Ticaret Mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi ve dosyaların devrine ilişkin kararları gereğince; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde bulunan derdest dosyaların paylaşımı sonucu yapılan dağıtım neticesinde; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/371 esas sayılı dosyası olarak görülen eldeki dava dosyasının İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek 2011/196 Esas sıra numarasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır. Dosya evrakı incelendiğinde davacı tarafça davanın iki kez takipsiz bırakıldığı ve yenileme işlemlerinin yapıldığı, yapılan ikinci yenilemenin ardından 29.05.2012 tarihi duruşma günü belirlenerek davacı vekiline mahkeme kaleminde tebligat yapıldığı görülmüştür. Ne var ki, tebligat mazbatasına davanın görüldüğü mahkeme olan “21. Asliye Ticaret Mahkemesi” yerine dosyanın devredildiği bir önceki mahkeme olan “İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi”nin isminin yazıldığı anlaşılmıştır. Buna rağmen 29.05.2012 tarihli duruşmada davacı gelmediği, mazeret de bildirmediği için HMK’nın 150/5-6. maddeleri uyarınca 3. kez takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda somut olayda davacı vekiline usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilmediğine göre, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.