Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7545 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20151 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği müvekkili tarafından davalıya satılan malların bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı şirkete 25/03/2012 tarihinde tahsilat makbuzu karşılığında 15.000 TL. bedelli senet teslim edilerek borcun ifa edildiğini, taraflar arasında gerçekleştirilen işlemin ifa yerini tutan eda veya temlik olduğunu, davacının söz konusu senedi tahsil etmek yerine doğrudan müvekkil şirkete başvurmasının hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki talep edilen miktarın gerçek dışı olduğunu, 433726 sayılı sevk irsaliyesinde imzanın bulunmadığını, klişe bedeli adıyla düzenlenen iki adet faturanın hayali olduğu gibi sevk irsaliyelerinin dahi bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhinde %20 oranından aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının cari hesap ilişkisine dayalı olarak davalı hakkında icra takibi başlattığı, cari hesap ilişkisinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davalı tarafça borcun bono verilmek suretiyle ödendiğinin iddia edilmesi karşısında bono bedelinin davalıdan tahsilinin mümkün olduğu, alacak bonoya bağlanmış olduğundan bononun ibrazı gerektiği,bonoyla ödenen borcun cari hesap alacağı şeklinde talep edilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı fatura bedellerinin tahsil için icra takibi başlatmış, davalı da borcun senet verilmek suretiyle ödendiğini savunmuştur. Satım sözleşmesinde ispat yükü ödeme savunmasında bulunan davalı tarafa ait olacaktır. Borç karşılığı teslim edilen senedin bedelinin tahsil edilmediği araştırılmadan, aralarında bir yazılı sözleşme olmadığı halde alacağın tahsili olarak kabul etme imkanı yoktur. Kaldı ki davacı da senedin zayi edilmiş olduğunu, bedelinin tahsil edilemediğini iddia etmiştir. Mahkemece borç karşılığı teslim edildiği iddia edilen senedin bedelinin alacaklı tarafından tahsil edilip edilmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, senet verilmesi ile alacağın tahsil edildiği kabul edilerek red kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.