Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7527 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19706 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, borçlu ... tarafından müvekkili bankanın ... Şubesinden Genel ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ile kullanılan ve ödenmeyen kredi borcu nedeniyle borçlu ve davalı ipotek veren ... aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1992 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip açıldığını, asıl borçlu ...'ün itiraz etmemesi üzerine icra takibinin ... yönünden kesinleştiğini, ancak davalı ipotek veren ...'ün böyle bir borcun olmadığından bahisle itiraz etmesi sonucu icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, borçlu olmadığını, takip konusu borcun asıl borçludan tahsil edilmesi gerektiğini ve sözleşmeyi bilmeden imzaladığını savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında sözleşmenin ve ipoteğin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başlanmadan önce yasa gereği borçlu ve ipotek verene ... 2. Noterli??i’nin 29/05/2012 tarih ve 7256 yevmiye nosu ile ihtarname gönderildiği, bu ihtarnamenin ipotek veren tarafından bizzat tebliğ alındığı, asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin ise tebliğ alınmadığı, 4721 sayılı TMK.'nın "Ödeme İstemi" başlığını taşıyan 887. maddesinde; "İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır." hükmüne yer verildiği, anılan hüküm gereğince ipotek verene karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için hem borçlu hem de ipotek verene ihtarnamenin tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu, bu koşul yerine getirilmeden yapılan icra takibinin geçerli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK.'nın 68/b maddesi “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden on beş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, yukarıya metni alınan İİK. m. 68/b hükmü gözetilerek asıl borçluya yapılan tebligatın geçerliliği tartışılmak sureti ile bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.