Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7476 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20410 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine noter kanalı ile gönderilen 15/01/2010 tarih ve 0314 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesine yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini, hesap katı ile talep edilen teminat mektubu komisyonu 315,00 TL ve gayrimenkul sigorta primi 207,77 TL ile gecikme bedeli 364,53 TL olmak üzere toplam 887,30 TL tutarındaki miktara kanuni süre içinde yaptıkları itirazı bu davada tekrar ettiklerini, davalı taraf ile 2004 yılında 10.000,00 TL nin altındaki teminat mektupları komisyon ücretinin 3 aylık dönemler için 52,50 TL olarak anlaşmaya varıldığını ve komisyon ödemelerinin de bu şekilde yapıldığını, davalının hukuka aykırı olarak tek taraflı olarak hiç bir bildirim yapmadan her yıl komisyon bedelini artırdığını, 2009 yılında her bir mektubun 3 aylık dönem komisyon bedeli olarak 165,00 TL sını müvekkilinin hesabından otomatik olarak aldığını hesap katındaki 2.872,00 TL teminat mektubu karşılığı ile 4.200,00 TL çek sorumluluğu olmak üzere toplam 7.072,00 TL sının vadesiz bir hesapta depo edilmesinin müvekkilinden talep edildiğini, ancak icra emrinde bu miktarın 6.372,00 TL gayri nakit asıl alacak şeklinde belirtildiğini, teminat bedeli ve çek sorumluluk bedelinin depo edilmesine ilişkin talebin MK'nın 2. maddesine aykırı olduğunu, tazmin edilmemiş teminat mektuplarının henüz risk doğmadığından icra emrine konu edilemeyeceğini belirterek, ... . İcra Müdürlüğünün 2010/1569 esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının itiraz ettiği ipotekli taşınmazın sigorta bedellerinin ödemelerinin genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapıldığını, komisyon bedellerinin ödenmemesinin kredi hesabının kat edilmesi için haklı neden olduğunu teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi talepli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğine dair Yargıtay kararları ile istikrar sağladığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, hüküm kurmaya elverişli görülen ve ... İcra Tetkik Mahkemesinin 2010/140 esas sayılı dosyaya sağlanan bilirkişi kurulu raporuna göre, davacının (davalıya) bankaya gerçek borcunun mevcut duruma göre 7.512,10 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacıların davalı kuruma 337,88 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacılar vekili, davalı tarafından takibe konu miktardan dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Mahkemece davacılar ve davalının iddia ve savunması üzerinde durulmadan bu yönde inceleme yapılmadan İcra Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiştir. Mahkemenin sınırlı yetkili olan İcra Hukuk Mahkemesinin aldığı raporla yetinerek buna göre hüküm kurması doğru değildir. Zira, İcra Hukuk Mahkemesi kararları maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmez.. Bu nedenle mahkemece iddia ve savunma üzerinde durularak bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.