Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7242 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 7031 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tesbit-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 4389 sayılı Bankalar Kanununun 7/5 maddesinde düzenlenen "Off-Shore Bankacılık" (kıyı bankacılığı) daha çok serbest bölgelerde faaliyet gösteren, ulusal bankacılık sisteminin dışında ve kanuni ihtiyatlar bakımından muafiyetler tanınmış, sözleşme faizi yönünden sınırlamalara tabi olmayan, diğer yasal sınırlamaların ise son derece yumuşatıldığı vergi ve denetim kolaylıkları taşıyan ve temel amacı yabancı para ve sermaye piyasalarıyla bütünleşme ve uluslararası bankacılık işlemleri hacmini genişletme amacı ile kurulan, bunun için de müşteri hizmetlerinde dinamizm ve esneklik sağlanan ve bankacılık lisansının alındığı ülkede ikamet edenlere kapalı olan bir bankacılık türüdür. Ülkemizde de son yıllarda ulusal bankalar aracılığı ile tasarruf sahiplerince yurt dışındaki "Off-Shore Bankalarına" hesap açtırıp mevduat yatırıldığı bilinmektedir. BK.nun 1. madde hükmü uyarınca tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla, bir başka anlatımla hukuki bir sonucu sağlama amacı etrafında birleşmeleriyle sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Somut olayda, davacıların 14.12.1999 ve 26.11.1999 tarihli talimatları ile döviz cinsinden olan E.....kaynaklı kullanılan kredinin bir kısmını talimat ile "Off-Shore" şirketi hesabına havale edildiği ve bu talimat gereği davalı bankanın Trabzon şubesine yatırılarak "Off-Shore" bankasından adına hesap açıldığını gösterir hesap cüzdanını almış ve davacı tarafça da dava dışı "Off-Shore" bankası hesabında yapılan bu işlemlere herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bir başka deyişle davacılar E.....kaynaklı olarak kullandıkları krediyi, yüksek getirili ve fakat Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamı ve güvencesi dışında kalan bu hesap türünde değerlendirmeyi seçip benimsemişlerdir. Mahkemece, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinde davalı E........AŞ. yetkilileri hakkında düzenlenen iddianame ve bir kısım sanık savunmaları, BDDK raporu ile E.......AŞ.nin banka personeline "Off-Shore" hesaplar hakkında seminer vermesi gibi olgulardan hareketle işlemi yapan E... AŞ. ile dava dışı KKTC'deki "Off-Shore" şirketi arasında bir kısım yöneticilerin de aynı kişiler olmasını da gösterdiği üzere organik bağ bulunduğu ve birbirlerinin uzantısı durumunda oldukları, bankanın bu işleme "Off-Shore" hesabı ile mevduat hesapları ile aynı güvenceye sahip olduğu görüntüsü yaratıldığından davanın 'kabulüne karar verilmiş ise de, verilen talimatlar gereğince para yatırma tarihlerinden itibaren, işlemin anılan "Off-Shore" şirketi muhatap alınarak gerçekleştiğinin bilindiğinin gerek bu talimatlar ve gerekse hesap cüzdanları içeriği nedeniyle kuşkusuz bulunduğundan davalının bu işlemlerde aracı olduğuna ilişkin savunmasının aksine davacıdan alınan paranın davalı E.......AŞ. bünyesinde tutularak kullanıldığı şeklindeki mahkeme kabulü ile "Off-Shore" şiketi adına yatırılan paranın davalı bankanın kredi alacağından mahsubu doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, davalı-birleşen davacı E......AŞ.nin davacılarda olan kredi alacağının konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile saptanıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı-birleşen davcı E.....AŞ. yararına (BOZULMASINA), 14.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.