Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6802 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9543 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı davalı ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek....ile davalı ... vek. ... davalı şirket ve ... vek. Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 24.09.2004, 24.09.2009, 12.02.2010 tarihlerinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı ...'nin 24.09.2009 tarihli, davalı ...'ın 12.02.2010 tarihli bayilik sözleşmelerinde kefil olarak yer aldığını, davalı şirketin bayilik sözleşmeleri süresince taahhütnameye uygun alım yapmadığını belirterek şimdilik 20.000 USD'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri; davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece; davacı ile davalı şirket arasındaki 24.09.2004 tarihli sözleşmenin 5 yıl süreli olup taraflarca feshedilmediği, sürenin sonunda ise davacının haklarını saklı tutmadan 24.09.2009 tarihli bayilik sözleşmesini akdettiği, davacının artık 24.09.2004 tarihli sözleşmeye dayanarak cezai şart talep edemeyeceği, 24.09.2009 tarihli sözleşmenin ise haklar saklı tutularak davacı tarafından 11.02.2010 tarihinde feshedildiği, 12.02.2010 tarihli sözleşmenin ise davalı şirket tarafından 18.09.2010 tarihinde feshedildiği, bu sözleşmeler uyarınca eksik alım nedeniyle davacının talep edebileceği cezai şart bedelinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 17.666,71 USD'nin davalı şirket ve ... tamamından, davalı ... 11.713,08 USD'lik kısmından sorumlu olmak üzere davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davalı şirket ile davalı ...'nin dava konusu 24.09.2009 tarihli sözleşme nedeniyle, bilirkişi raporu ile tespit edilen taahhütnameye uygun alım yapılmamasından kaynaklanan 11.713,08 USD cezai şart bedelinden sorumlu olduğu, davalı şirket ile davalı ...'ın ise, dava konusu 11.02.2010 tarihli sözleşme nedeniyle, bilirkişi raporu ile tespit edilen taahhütnameye uygun alım yapılmamasından kaynaklanan 17.666,71 USD cezai şart bedelinden sorumlu olduğu şeklinde gerekçe oluşturularak davacının her bir sözleşme nedeniyle talep edebileceği cezai şart ayrı ayrı belirtilmiş ise de, hüküm fıkrasında tek bir cezai şart alacağı hüküm altına alınarak, davanın kısmen kabulüne, 17.666,71 USD'nin davalı şirket ve davalı ... tamamından, davalı ... 11.713,08 USD'lik kısmından sorumlu olmak üzere davalılardan dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca dolar cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı işletilecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki bu çelişki nedeniyle HUMK’un 381. ve 388 (HMK’nın 294 ve 297) maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.