Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 677 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17780 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/11/2012NUMARASI : 2010/266-2012/507Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan S. Ö.ile .... plaka sayılı aracın alımı hususunda anlaştığını, satış konusu araç davalı şirket adına kayıtlı olduğundan noterden kati satış sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin aracı kullanmaya başladıktan sonra aracın üzerinde Ankara Sigorta İl Müdürlüğü' nün haczi bulunduğunu öğrendiğini, akabinde davalılardan S.. Ö.. ile 29.03.2007 tarihli protokolün tanzim edildiğini, bu protokole göre araç üzerindeki haczin 25.05.2007 tarihine kadar kaldırılacağını, aksi halde aracın geri alınıp müvekkiline 20.000-TL araç bedelinin ödeneceğini, protokol kurallarına uyulmadığını, haczin halen kaldırılmadığını, araç bedelinin de müvekkiline ödenmediğini belirterek, araç satış sözleşmesinin feshine, satış bedeli olan 20.000-TL' nin satış tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aracın hacizden dolayı trafiğe çıkamamasından kaynaklanan kazanç kaybı ile otopark bedeli karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklar?? saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL' nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı S. Ö. vekili, araç davalı şirkete ait olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan protokolün de hukuken geçersiz olduğunu, zira müvekkilinin böyle bir protokol düzenleme yetkisinin olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Davalı şirkete usule uygun davetiye tebliğine rağmen, davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davaya konu aracı noterde düzenlenen kati satış sözleşmesi ile davalılardan satın aldığı, bilahare araç üzerinde haciz bulunduğunun öğrenilmesi üzerine haczin kaldırılması ya da ödenen bedelin iadesi hususunda taraflar arasında niza doğduğu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu aracın hacizli olarak 05.09.2005 tarihinde kati satış senedi ile satın alınmasından sonraki tarihte, 25.03.2007' de düzenlenen protokolde, araç sahibi olmayan ve bu hususta yetkilendirilmeyen davalı Sebahattin' in araç üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılmasını taahhüt etmiş olduğu, taahhüt edenin bu hususta herhangi bir yetkisinin bulunmaması sebebiyle taahhüdün hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı, dava konusu aracın fiilen davacıya teslim edildiği, aracın trafik ekiplerince yakalanmadığı ve muhafaza için parka çekilmemiş olduğu, her ne kadar araç üzerinde haciz bulunmakta ise de bu durumun hukuki ayıp niteliğinde olup aracın çalışmasına engel teşkil etmeyeceği, bu meyanda aracın değer kazanç kaybının talep edilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dosyaya bir örneği sunulan 29.03.2007 tarihli protokol başlıklı belge S. Ö. tarafından imzalanmış olup, davalı şirketi bağlamayacağı mahkeme gerekçesinde belirtilmiş ise de, belgeyi imzalayan davalı S. Ö.' ün bu belgeden dolayı sorumluluğu bulunup bulunmadığı yönünden mahkeme kararında gerekçe gösterilmemiş olması ve bu hususun tartışılıp değerlendirilmemesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.