MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davadışı asıl borçlu Şeref Bilgili ile Akbank arasında akdolunan ticari kredi sözleşmesinde taraflar ile davadışı üç kişinin daha müteselsil kefil olarak yer aldığını davalının kefil olarak 43.0000,00 TL'yi bankadan alacağı temlik alan ... ... AŞ.'ye ödediğini, davalıya ödediği miktar gözetilerek temlik yapılmasına rağmen davalının usulsüz olarak temlik aldığı miktar dışında daha fazla miktarlar üzerinden müvekkili aleyhine icra takibini sürdürdüğünü, oysa davalının kendi payına düşenden fazla bir ödemesi varsa ancak bunu diğer müteselsil kefillerden ve bu arada müvekkilinden talep edebileceğini, müvekkilinin kefaleti sebebiyle toplam 11.543,13 TL ödeme yaptığını davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL miktarında davalıya borçlu olmadığının tesbitine, %40 oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilirkişi raporuna karşı diyeceklerini de içeren 13.02.2012 tarihli dilekçesi ile eksik harcı tamamladıklarını ve davacıyı "133.427,39 TL'den borçlu olmadığının tesbiti" şeklinde ıslah ettiklerini açıklamıştır. Davalı vekili; müvekkilinin 04.02.2009 tarihinde 43.000,00 TL ödeyerek icra takip dosyasını tüm fer'ileriyle birlikte davadışı ... AŞ.'den temlik aldığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalının dosya alacaklısına 43.000,00 TL'yi ödediği 04.02.2009 tarihi itibariyla icra takip dosyasındaki alacak miktarının 133.427,39 TL olduğu, BK'nun 483, 496 ve 488. Maddeleri gözetildiğinde müteselsil kefillerin alacaklıya karşı borcun tümünden sorumlu olup birbirlerine rücu işleminde sorumlulukları eşit olacağından sözleşmenin beş kefili bulunduğu dikkate alındığında davalının hissesini aşan ödemesinin 16.314,53 TL olup bunun dava hissesine düşen kısmı 3.262,90 TL olduğunun kabulü gerektiği ve böylece davalının ödeme tarihi olan 04.02.2009 tarihi itibarıyla davacının davalıya bu miktar dışında kalan 13.051,63 TL'den borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2003/1103 E. 17358 K. Sayılı 06.11.2013 tarihli ilamıyla davalının temyiz itirazlarının reddine, davacı temyizi yönünden ise mahkemece alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, ıslah dilekçesinde harcı yatırılarak müddeabih haline getirilen miktar gözetilmeden davacının davalıya karşı temlik tarihi olan 04.02.2009 tarihi itibarıyla 3.262,90 TL borçlu olduğu, aynı tarih itibarıyla 13.051,63 TL borçlu olmadığının tesbitine karar verildiğini, oysa bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 04.02.2009 tarihi itibarıyla dosya bakiye borcunun 133.427,39 TL olduğu ve ıslah dilekçesi ile bu miktar üzerinden harcın tamamlandığı anlaşıldığına göre davacının borçlu olduğu kabul edilen miktar, raporda belirtilen bu miktardan düşülerek kalan miktardan düşülerek kalan tutardan dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi ile red ve kabul oranlarına göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacının kötüniyet tazminat talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin de isabetsiz olduğundan bahisle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama devam edilmiş, davalının hissesini aşan ödeme miktarı 16.314,53 TL olup bu rakamı diğer kefillerden eşit oranda isteyebileceği bu durumda 16.314,53 TL/4 = 4.078,63 TL davacının davalıya karşı sorumlu olduğu ve bu tutarı ödemesi gerektiği 129.348,758 TL borçlu bulunmadığından bahisle davanın kısmen kabulüne davacının davalıya 4.078,63 TL borçlu olduğunun 129.348,758 TL borçlu bulunmadığının tesbitine, kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2) Davadışı banka ile yine davadış... arasında akdolunan ticari kredi sözleşmesinde davacı ve davalının yanısıra davadışı üç kişinin daha kefil olduğu böylece toplam kefil sayısının beş kişi olduğu görülmektedir. Davalının hissesini aşan ödeme miktarının 16.314,53 TL olduğu ve bu tutardan beş kefilin eşit oranlarda sorumlu bulunması neticesi her bir kefilin hissesine isabet eden miktarın 3.262,90 TL'ye tekabül ettiği mahkemece benimsenen bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Bu durum karşısında davacının davalıya karşı borçlu bulunduğu tutarın 3.262,90 TL olduğu gözetilmeden yanılgılı gerekçeyle toplam kefil sayısı dört kabul edilerek davacının sorumlu olduğu tutarın 4.078.63 TL olarak saptırmak suretiyle bu meblağa hükmedilmesi isabetli olmadığı gibi, öte yandan yargılama harcına davalı aleyhine hükmedilmesi gerekirken davacı aleyhine karar verilmesinde ve davanın kabul ve red oranlarına aykırı şekilde yargılama giderlerinin taraflara paylaştırılmasında da isabet görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.