Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 636 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17972 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 30/03/2011NUMARASI : 2010/407-2011/142Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili faturalardan kaynaklanan alacağı için davalı hakkında takibe giriştiklerini ileri sürerek davalının haksız itirazının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, dosya kapsamı, faturaların niteliği ve davacının teklifi üzere davalının yeminini eda etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak 22.538 TL. üzerinden davalının itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının %40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı asilin ödeme emrinde adresi "Burak mahallesi 06026 nolu cad. No: 110 (Tansaş yanı) Merkez / Gaziantep" olarak belirterek, bu adrese yapılan tebligat üzerine davalı vekili, takibe itiraz etmiştir. İcra dosyasında davalı vekiline ait 30.07.2010 tarihli vekaletnamede de, davalı adresi, ödeme emrinde belirtilen adrestir. Dava dilekçesi, davalı asile, icra dosyasındaki bildirilen ve ödeme emri tebliğ edilen adresine çıkarılmış tebligat memuru "26 nolu cadde No:110 yok, No: 96' da biter. Tebligat üzerindeki adres yetersiz olması ve muhatabın ismen tanınmaması üzerine Burak mahallesi muhtarı H. Özbesen tastiki ve imzası ile merciine ... tarihinde iade edildi. 02.09.2010 M.S. D." denilerek bila-tebliğ dönmuştur. Bunun üzerine 26.10.2010 tarihli celsede, davalının dava dilekçesinde bildirilen adresine Tebligat Kanunu madde 35'e göre tebligat çıkarılmasına karar verilmiş ve 13.11.2010 tarihinde davalı asile Tebligat Kanunu madde 35'e göre tebligat yapılmış, aynı şekilde davalı asile davacının hazırladığı yemin metni de eklenerek ve yemin etmemesi halinde müeyyide de yazılarak yine 35. maddeye göre tebligat çıkarıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin birinci fıkrasında "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır."; ikinci fıkrasında ise "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." denilmiştir. Dava dilekçesi, "adres yetersiz olması ve muhatabın ismen tanınmaması" meşruhatıyla davalıya tebliğ edilememiş olduğu halde, hemen sonrasında Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre işlem yapılması, aynı maddenin yukarıda belirtilen birinci ve ikinci fıkra hükmüne aykırıdır.Mahkemece davalının mernis adresi araştırılarak, mernis adresine dava dilekçesinin tebliği sağlanmadan yargılamaya devam edilerek, davalının savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.