Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 621 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17311 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Çarşamba 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2013NUMARASI : 2013/424-2013/308Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine dayanak olan çekin kambiyo senedi vasfını kaybettiğini ve çek arkasındaki ciranta imzasının müvekkili şirketin yetkililerine ait olmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, çünkü icra takibinde ödeme emrine itiraz etmek suretiyle takibi durdurabilecekken, takibi durdurmadığını ve dosyayı infaz ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2013/2126 esas sayılı dosyasında henüz ödeme emrinin tebliği aşamasında ve ilamsız icra takibinin kesinleşmediği bir dönemde davacının iş bu menfi tespit davasını açtığı, takip konusu alacağın bir belgeye dayanmadığı veya alacağın dayandığı belgenin İİK'nun 68. maddesine uygun değilse ödeme emrine itiraz süresi geçirilmiş olmadıkça menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararının bulunmadığı, çünkü bu halde borçlunun takibin devamına engel olmak için ödeme emrine itiraz etmesinin yeterli olduğu gerekçesiyle, HMK'nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.İtirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoksa da, itirazın iptali davası açılmadan önce borçlunun aleyhine girişilen icra takibi nedeniyle İİK'nun 72. maddesine dayanarak menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Ödeme emrine itiraz süresinin geçip geçmemesi ve dolayısıyla takibin kesinleşip kesinleşmemesi hukuki yarar bakımından sonucu etkilemez. Kaldı ki, somut olayda ödeme emri 26.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve ödeme emrine itiraz edilmediğinden 04.07.2013 tarihinde takibin kesinleşmesinden sonra dava açılmıştır.Mahkemece bu yönler gözetilmeden, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.