MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, faturalara dayanan alacağından dolayı müvekkili tarafından yapılan takibin vaki itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisinde müvekkilinin de davacıya mal sattığını ve müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Birleşen davada davacı vekili, ticari satıştan kaynaklanan müvekkili alacağının faturalara dayandığını belirterek alacağın tahsilini talep etmiştir. Birleşen davada, davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, asıl ve birleşen davaya konu alacaklara ilişkin tüm faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her iki tarafında ödeme savunmasının olmadığı, faturaların miktarları incelendiğinde davacının 13.136 TL. birleşen davadaki davacının ise 59.000 TL alacaklı olduğu, alacakların takas ve mahsubu sonucunda davacının davasının reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davacı-birleşen dosya davalısı vekili temyiz etmiştir. Dosya içeriğindeki ilk raporda; tarafların ticari defterlerinin usulsüz olduğu, faturaların karşılıklı olarak ticari kayıtlara işlendiği, asıl davada davacının davalıdan alacağının olmadığı yönünde görüş bildirilmiş, birleşen dava hakkında ise değerlendirme yapılmamıştır. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda ise taraflar arasındaki ticari ilişkinin kayıtlara tam olarak yansımadığı, tüm belgelerin ibrazı halinde yeniden bir inceleme ve değerlendirme yapılabileceği ifade edilmiştir. Hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda; tarafların defterlerinin usulsüz olduğu ve faturaların da karşılıklı olarak tarafların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu tespit edildikten sonra asıl davada davacının borcunun 47.018 TL olduğu belirlenmiştir. Bu rapora yönelik olarak, davacı-birleşen davalı vekili bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin hatalı olduğunu, raporlar arasında yapılan tespitler bakımından çelişki bulunduğunu belirterek, çelişkilerin giderilmesini talep etmiş ise de mahkemece bu bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlar karşılanmadığı gibi bu rapor tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine de elverişli değildir. Bu durumda mahkemece konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.