Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 592 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11467 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi.Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Mustafa Muhsin Karse mirasçısı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, borçları olmamasına rağmen İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderildiğini belirterek, menfi tespit isteminde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, takip borçlusu ...'nin davacılardan ....'den alacağı bulunduğundan, ... Şti.'nin davasının reddine karar verilmiş, hükmü davalılardan ... mirasçısı ... vekili temyiz etmiştir.1-Dosya içeriğinde yer alan veraset ilamına göre davalılardan ...’nin 17.4.2003 tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşıldığından, davanın mirasçılarına teşmil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden davaya devamla ölü kişi hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.2- 818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu’nun 135’inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre, “Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddet daima on senedir.” Bu hükme paralel şekilde, borcun karara bağlanmasında zamanaşımını düzenleyen 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 156’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre, “Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.” Öte yandan 11.4.1940 T, 1939/15 E, 1940/70 K sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, “Temyiz Mahkemesi hüküm ile tebliğ arasında on sene veya daha ziyade bir müddet geçmiş olduğunu öğrenmişken ilamı tasdik yahut esasa müteallik noktalardan nakzedemez. Onun için temyiz dairesi hükümden sonra müruruzaman vaki olduğu yolundaki iddiayı hüküm ile tebliğ tarihlerine göre varit görürse ilamın esası hakkında tetkikata girişmeyip şayet diğer taraftan müruruzamanı kat eden tediye ve saire gibi tahkika muhtaç sebepler ileriye sürülürse bunlar mahkemece tahkik ve tetkik olunmak üzere ilamı bozması lazımdır.” Somut olayda 8.10.2003 tarihinde karar verilmiş, temyiz eden davalı vekiline hüküm 25.10.2013’te tebliğ edilmiştir. Bu durumda 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrası yollamasıyla uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun m.135/2 hükmü ile 1939/15 E, 1940/70 K sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ilam zamanaşımına uğramış olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin kararın salt bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.