Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 568 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15018 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının 15/02/2009 ödeme ve tanzim tarihli ve 14.000-TL tutarındaki, borçlusu müvekkili, alacaklısı davadışı ... gibi gösterilen ve yine davalıya ciro edilmiş gibi sahte şekilde hazırlanmış bonoyu müvekkili aleyhine icra takibine koyduğunu, müvekkilinin ne...'e ne de davalıya borcunun olmadığını, senedin tamamen sahte olduğunu, savcılığa da suç duyurusunda bulunduklarını ve alınan raporda senetteki yazı ve imzaların müvekkilinin el ürünü olmadığının anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usule uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermediği, ancak davalı vekilinin duruşmalara katıldığı ve senedi davacının aile fertlerinin sahte olarak düzenlediğini, buna dair soruşturma sonucunun beklenmesini beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davaya konu senet üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından imza incelemesi yapıldığı ve senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığının belirlendiği, resmi belgede sahtecilik nedeniyle açılan ...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/141 E. sayılı dosyanın müştekisinin davacı ..., sanığının davadışı oğlu ... olduğu, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildiği, ceza mahkemesi bir senedin sahte olduğunu tespit ederek sahtecilik suçunu işleyenleri cezaya mahkum ederse, bu kararın hukuk mahkemesinde kesin hüküm teşkil edeceği, buna karşılık sahtecilik davasına bakan ceza mahkemesi sanığın beraatine karar verirse, bu beraat kararının hukuk mahkemesinde kesin hüküm teşkil etmeyeceği, eldeki davada da ceza hükmü kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden sahtelik iddiası değerlendirilerek Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporda senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, ...2. İcra Müdürlüğü' nün 2009/3431 sayılı dosyasındaki takibe konu 14.000-TL bedelli bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %40 tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Takibe ve davaya konu bonoya dayalı olarak takibe girişen davalı, bonoya ciro yoluyla hamil olup, davacı keşideci ile aralarında temel ilişki bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle, sahte imzalı bonoya dayalı takibinde haksız ise de, kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından yasal koşulları oluşmadığı halde davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.