Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5455 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17032 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesine aykırı davranarak müvekkiline ait bölgede dava dışı başka bir şirkete distribütörlük verdiğini belirterek, herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın tek satıcılık sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle doğan maddi zararının şimdilik 7.500,00 TL’sinin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 15.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş, sözleşmenin taraflar arasındaki 25.02.2010 tarihli görüşmede feshedildiğini, bu hususun davacı tarafa 16.04.2010 tarihli 14145 yevmiye nolu ihtarnamede bildirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafın fesih gerekçesi olarak davacı şirketin uzun vadeli çekler vermesini, haksız kazanç talebinde bulunmasını, davacının doğuş salça ürünlerinden iki kamyon sattığını belirttiğini, iskontolardan yararlandığını, ancak stok kontrolü yapıldığında bir kamyon salçanın satılmadığının görüldüğünü belirterek, bu şekilde haksız kazanç dolayısıyla sözleşmenin tek tarafları olarak feshedildiğini ve sözleşme maddesi gereğince davacının herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağını savunduğu, davalı tarafından sözleşmenin belirtilen gerekçelerle feshedildiğine yönelik herhangi bir belge sunulmadığı, sadece tanık beyanına dayanıldığı, bu nedenle davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ispat edemediği ve bu haliyle davalının sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun kabul edildiği, davalının davacının uğradığı zararı karşılaması gerektiği, son alınan ve benimsenen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu zararın kapsamının ise sözleşmenin feshinden önceki 28 gün önce başka bir şirketle sözleşme imzalamakla bağımsız yapmama borcunun ihlali nedeniyle 1 aylık mahrum kaldığı kar miktarı olan 9.067,69 TL ile sözleşmeyi 28/02/2010 tarihinde haksız olarak feshederek haksız fesih dolayısıyla mal sevkiyatını izleyen gün olan 01/03/2010 tarihleri ile sözleşmenin bitiş tarihi olan 01.05.2012 tarihleri arasındaki mahrum kalınan kar olduğu, 26 aylık süreye tekabül eden miktarın 235.762,63 TL olup, toplam miktarın 244.830,42 TL olduğu, bu miktarın taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı olarak feshedildiği, sözleşmenin sona erdiğinin kabul edildiği 18.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 244.830,42 TL'nin 18.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yanlar arasında düzenlenen tek satıcılık sözleşmesinin 18/03/2010 tarihli tutanak ile fesih ve tasfiye edildiği tarafların kabulündedir. Davacı dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinin sonuç kısmında açıkça sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle mahrum kalınan kar isteminde bulunmuştur. BK. m. 106 uyarınca mahrum kalınan kar, müspet zarar kapsamında olup istenebilmesi için sözleşmenin geçerliliğini koruması gerekir. Somut olayda sözleşme feshedilmiş olup, ayrıca sözleşmede de fesih halinde müspet zararın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığından, davacı feshedilmiş bir sözleşmeye dayanarak müspet zarar kapsamında mahrum kalınan kar isteminde bulunamaz. Menfi zarar istemi de bulunmadığından talebin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.