MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket temsilcisi Kenan Sönmez ile vek. Av. ... ile davalı vek. A.v. ... 'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı şirket yetkili temsilcisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, taraflar arasında 40 yıllık bayilik ilişkisi olup, davalı şirkete çek keşide edilmesine ve faturaların ticari defterlere işlenmesine rağmen müvekkiline fatura konusu malların teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin bayilik sözleşmesini fesih ettiğini, bunun üzerine davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takibe konu çek bedelleri karşılığı olan akaryakıtın davalı şirketten teslim alınmadığını, davalı şirketin düzenlediği faturalar incelendiğinde faturaya konu malların daha sonra teslim edileceğinin yazılı olduğunu, müvekkilinin bu faturaları ticari defterlerine işlediği için davalı şirkete borçlu görüldüğünü, davalının mal teslimini kanıtlaması gerektiğini iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu çeklere ilişkin düzenlenen faturaların içeriği malların davacıya teslim edildiğini, müvekkilinin bayilerine mal tedarik ederken bazı zamanlarda iskontolu ön satışla yaptığını, bu durumda düzenlenen faturalarda ön satış ve malların daha sonra teslim edileceğine ilişkin ibare bulunduğunu, müvekkilinin tüm bu işlemleri kayıt altına aldığından malların teslim edilmemesi gibi bir ihtimalin bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, takibe konulan toplam bedeli 5.290.491,00 TL olan 25 adet çekin taraflar arasındaki bayilik sözleşmelerine istinaden iskontolu ön satışlar altında önceden keşide edilip, söz konusu çek bedelleri karşılığı malların teslim edildiğine dair her türlü şüpheden uzak, somut belge ve delillerin davalı şirketçe ibraz edilemediği, davalı şirket tarafından sözleşme hükümlerine göre kesin delil olan kayıt ve belgelerinde yapılan incelemede, davaya konu icra takibindeki alacak miktarından daha fazla miktarda malların davacıya teslim edilmediğinin uzman bilirkişilerce tespit edildiği, davacının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dava İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, davalı tarafça düzenlenen ve davanın konusunu oluşturan faturaların müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak faturalarda yazılı malların müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalıya verilen 25 adet çekin karşılıksız kaldığını ileri sürerek borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise, uyuşmazlığa konu malların teslim edildiğini, iddianın yersiz olduğunu, dava konusu çeklerin bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle alacaklı olduklarını savunmuştur. Her ne kadar davalı tarafça düzenlenen davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalarda “ön satış ve malların daha sonra teslim edileceği” açıklamaları bulunmakta ise de taraflar arasındaki hukuki ilişkiye dayalı olarak... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/271 Esas sayısında kayıtlı olarak açılan davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda malların davacıya teslim edildiğinin saptandığı yolunda görüş bildirilmiştir.Bu durumda mahkemece, her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, birinde verilecek kararın değerini etkileyecek nitelikte olduğu gözetilerek dava dosyalarının birleştirilmesi ve taraflar tacir olduğundan ticari defterler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak iddia ve savunma çerçevesinde ayrıntılı ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.