MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı ...'in davalı bankadan çekeceği 10.000 TL kredi için kefil olduğunu, daha sonra davalının müvekkiline gönderdiği ihtarname ile müvekkilinin ...'e kefil olduğunu ve anılan şahsın kredi, çek kullanımı nedeniyle borçlu olduğunu öğrendiğini, davalının bu alacağın tahsili için icra takipleri başlattığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının davalı ile dava dışı ... arasındaki 20.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, kefalet limitinin belirtilmediği, kredi limitinin artırılmasına ilişkin sayfalarda davacının imzasının bulunmadığı, bu durumda davacının temerrüt tarihi itibariyle 20.000 TL kredi limitiyle sınırlı sorumlu olduğu, davalının yaptığı ilk takip olan .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 sayılı takip dosyasında davacıdan talep edilebilecek tutarın tamamını istediği, rehinli aracın paraya çevrilmesi suretiyle icra dosyasının kapandığı, tahsil edilemeyen bakiye alacak yönünden dava dışı asıl borçludan rehin açığı belgesi alındığı, davanın bu takip yönünden konusuz kaldığı, diğer takip dosyasında davalının iade edilmeyen çekler nedeniyle bankanın ödeme yükümlülüğü olan kısmını karşılamak amacıyla talepte bulunduğu, bankanın çek hamillerine ödeme yapması halinde bu tutarı isteyebileceği, davacının bu takip konusu borç nedeniyle bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 sayılı takip dosyası yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2008/2636 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Anılan hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2013/5226 E., 2013/10359 K. sayılı ve 05.06.2013 tarihli ilamı ile ''Davalı banka .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 sayılı takip dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçlu ... ve kredi sözleşmesi kefilleri ... (davacı), ... , .... aleyhine takip yapmış, söz konusu bu takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Aynı kredi sözleşmesi ile ilgili olarak davalı banka .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/2636 sayılı dosyası ile hem kredi borçlusu ..., hem de kredi sözleşmesinin kefilleri ... (davacı), ... , .... aleyhine ilamsız takipte bulunmuş, söz konusu bu takip de itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı kefil ... işbu menfi tespit davasında aynı kredi sözleşmesi ile ilgili olarak her iki takip dosyası nedeniyle de borçlu olmadığının tespitini istemiştir. .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 sayılı takip dosyası taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğundan rehine sıkı sıkıya bağlı olup bu takibin sadece rehin veren kredi borçlusuna karşı yapılması gerekirken kefiller de borçlu gösterilerek yapılması doğru değildir. Bu nedenle işbu takip yönünden kurulan hükümde sonucu itibariyle bir isabetsizlik yok ise de, aynı icra müdürlüğünün 2008/2636 sayılı takip dosyası ile yapılan ilamsız takibin borçlu ve kefiller aleyhine yapılması mümkündür. Hal böyle olunca mahkemece, 2008/2636 Esas sayılı ilamsız icra takibine konu kredi borcunun ödenip ödenmediğiüzerinde durulup, anılan icra dosyasına yönelik olarak açılan menfi tespit davası hakkında yeterli inceleme ve araştırma yapılarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir'' denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama sonunda; .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 Esas sayılı takip dosyası taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğundan rehine sıkı sıkıya bağlı olup bu takibin sadece rehin veren kredi borçlusuna yapılması gerekirken kefiller de borçlu gösterilerek yapılmasının doğru olmadığı, .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/2636 esas sayılı takip dosyasında bankaya iade edilmeyen 29 adet çekin, bankanın ödeme yükümlülüğü olan kısmının talep edildiği, oysa davalı bankanın yaptığı ilk takip olan .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 Esas sayılı takip dosyası üzerinden dava dışı asıl alacaklı ... ile aralarında akdedilen kredi sözleşmesine konu olan borcun tamamını kapsar şekilde icra takibi yapılarak rehinli aracın paraya çevrilmesi suretiyle icra dosyasının kapandığı, tahsil edilmeyen bakiye alacak yönünden ise dava dışı asıl alacaklı ...'den rehin açığı belgesi alındığı, kaldı ki rehnin yetersiz kalması sebebiyle davalı banka tarafından tekrar bu kez .....İcra Müdürlüğü'nün 2009/11777 Esas sayılı takip dosyası üzerinden aynı kredi sözleşmesinden tahsil edilmeyen bakiye alacağı yönünden davamız davacısı aleyhine kefil sıfatıyla davacının sorumlu olduğu 20.000,00.-TL kredi kefalet miktarını aşar şekilde icra takibi yapılarak takibin itirazsız olarak kesinleştiği ve 2008/2636 Esas sayılı takip dosyasına dayanak gösterilen 29 adet çekin ise davalı banka tarafından bedellerinin ödendiği hususunun yasal delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1488 Esas sayılı takip dosyası ile ....İcra Müdürlüğü'nün 2008/2636 Esas sayılı takip dosyası açısından davacı takip borçlusunun ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine, yasal şartların oluşmaması sebebi ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere .... İcra Müdürlüğü'nün 2008-1488 sayılı takip dosyası taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu ve rehinde asıl borçlu tarafından verildiğinden kefil olan davacının bu takipte borçlu olmadığının tespitine ilişkin hüküm kurulmasında isabetsizlik yoktur. Muğla İcra Müdürlüğü'nün 2008-2636 sayılı takip dosyası yönünden banka tarafından deposu istenen çeklerin zorunlu karşılıkları ödenmediğinden talep edilemeyeceği belirtilerek dava kabul edilmiştir. Bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden talepte bulunabilmesi için ödeme yapması zorunlu olmayıp kefilden kefalet limiti için de depo talebinde bulunabilmesi için sözleşmede kefilin sorumluluğuna ilişkin hüküm bulunması gerekir. Rehin kefalet borcu için verilmediği takdirde şahsi kefalet borcunu ortadan kaldırmaz. Mahkemece ilamsız takip yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenip, davacı bankanın davalı kefilden depo istemini mümkün kılan bir hüküm bulunup bulunmadığı tespit olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.