MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve tazminat talebine ilişkindir. Davalı vekili; dava konusu sözleşmede müvekkilinin iradesinin sadece ipotek verme yönünde olduğunu, ipotek bedeline ek olarak kefil olma iradesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz'in 11.12.2013 tarih; 2013/14739 E. - 2013/19771 K. sayılı ilamı ile “Mahkemece taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen ipoteğin düzenlendiği ipotek resmi senedinde, davalının aynı zamanda kefalet limiti miktarınca müteselsil kefil olduğu da hükme bağlanmış olup mahkemece davalının kefaletinin geçerli olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ile dava dışı ...Gıd. ... Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının bu sözleşmeye güvence olarak kendi taşınmazı üzerinde davalı lehine 260.000 TL bedelli ipotek kurduğu gibi ipotek miktarınca kefalet verdiği, dava dışı şirketin kullandığı krediden doğan borcun ödenmemesi nedeniyle davalının kefalet limiti miktarınca sorumlu olduğu, takip konusu alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine davalı kefilin yapmış olduğu itirazın iptali istemine ilişkindir. Kefil, asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı asıl borçlunun takip tarihi itibariyle borç miktarı 245.385,46 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda davalı kefilin sorumlu olacağı borç miktarı belirlenmeden, kefalet limiti kadar borç olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.