Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 489 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10642 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı davacı vekilince katılma yolu ile duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalıya Özel T.Shirt ve ... Shirt siparişi verdiğini, davalının gönderdiği tişörtlerden "L" (Large) boylarının Almanya'da geçerli olan boyutlarla örtüşmediğini, küçük kaldığını, ayrıca ... tişörtlerin kollarının örgülü olmadığını, durumun davalıya bildirildiğini, hatalarını kabul edip bu durumu bedel ödeyerek giderebileceklerini bildirmesi davalının daha sonra 27.05.2013 tarihinde, siparişler hakkında yapabilecekleri birşey olmadığını belirterek yalnızca ileriki tarihlerde başkaca sipariş verilir ise bir kısım indirim yapabileceklerini beyan ettiklerini, müvekkilince bedellerini ödediği bu ürünlerin kullanılmasının mümkün olmadığını iddia ederek, müşterilerden gelen iadeler üzerine geri alınmak zorunda kalınan mallar ve taraflarına teslim edilen ayıplı mallar için KDV hariç olmak üzere ödenen 38.048,82 Euro'nun tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili firmanın sipariş öncesi ve sonrasında davacıdan herhangi bir ölçü tablosu almadığını, ölçülerin Alman standartlarında olması konusunda bir bilgi verilmediğini, davalının siparişe uygun üretim yapıp, ürünlerini eksiksiz olarak gönderdiğini, siparişin kapatıldığını, davalının sorumluluğunun sona erdiğini, usule ve hukuka uygun bir ayıp ihbarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi kurul raporuna göre, davalının kendisine verilen sipariş ölçülerine uygun nitelikte üretimde bulunmadığı ürünlerin ayıplı olduğu, ayıbın mevzuata uygun şekilde davalıya bildirildiği, ayıplı ürünlerin başka bir amaçla ve başka bir şekilde kullanılmasının mümkün bulunmadığı, davacının 34.340,20 Euro zararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davalı vekili, bilirkişiler tarafından incelenen numunelerin müvekkili tarafından üretilen mallar olmadığını savunmuş, bilirkişi raporunda da bu hususa değinilerek davacı tarafından incelemeye sunulan numunelerin davalının ürettiği mamüller olup olmadığının belirlenemediği yönünde görüş bildirilmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle bilirkişi heyetine incelenmek üzere davacı tarafından sunulan numunelerin davalı tarafça üretilen mamüller olduğunun kanıtlanması gerekir. Bu hususa ilişkin kanıt yükü ise davacıya aittir. Bu durumda mahkemece davacıya varsa bu konudaki delillerini sunması ve tüm deliller eksiksiz olarak toplanıp değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1,480.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.