MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2013/216-2013/523Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka tarafından dava dışı V.. Kara'ya genel kredi sözleşmesi ve eki niteliğindeki cari hesap kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalının da 28.11.2011 tarihli kefaletnameyi imzalayarak V..Kara'ya kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin imzaladığı 28.11.2011 tarihli kefaletnamenin dava dışı V.. Kara'nın 14.11.2011 tarihinde davacı bankadan kullandığı krediye istinaden düzenlendiğini, müvekkilinin kefil olma niyet ve iradesinin söz konusu kredi borcuna ilişkin olup gönderilen ihtarname üzerine de 06.11.2012 tarihinde ödeme yaptığını, diğer sözleşme ve hesaplara müvekkilinin kefil olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının imzaladığı kefaletname ile asıl borçlunun 14.03.2011 tarihli ve K1 000315868 nolu genel kredi sözleşmesi ile ek cari hesap kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı ve kullanacağı nakdi ve gayrinakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 53.000 TL.'lik kısmına müşterek ve müteselsil kefil olduğunun tespit edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne,davalının itirazının iptaline, takibin 3.000 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına ve davalının icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı vekili, müvekkilinin kefili olduğu sözleşmeden doğan borcun ihtarname üzerine müvekkilince ödendiğini, müvekkilinin diğer sözleşme ve hesaplara kefil olmadığını savunmuştur.Bu durumda mahkemece bankacılık konusunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak takibe konu alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve kullanılan bu kredinin davalının kefaleti kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilerek tarafların iddia ve savunmaları da değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmadan hazırlanan bilirkişi raporuna dayalı biçimde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ,peşin harcın istek halinde iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.