Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 483 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5613 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : TARİHİ : 22/01/2015NUMARASI : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket yetkili temsilcisi Hasan Mensur Sözener ve davacı vek. Av. ... ile davalı şirket yetkili temsilcisi ... ve davalı vek. Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak, hazır bulunan temsilcilerin ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya 396.297,87 TL ödediğini, davalının ise bu ödeme karşılığı malı teslim etmediğini belirterek, şimdilik 30.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini 396.297,87 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; tarafların ticari defterlerinin delil olarak kabul edildiği, satış sebebiyle davacının bedelini ödediği, ancak teslim edilmeyen mallar bulunduğu, davalının bu malların teslimi ya da satışın konsinye olduğuna dair delil sunmadığı, bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK'nun 388’inci (HMK m.297), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Açıklanan bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile taraf defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı belirtildiği halde, tarafların ticari defterlerinin yöntemine uygun olarak düzenlendiği ve HMK.nun 222. maddesi uyarınca delil olarak kabul edildiğinin belirtilmesi dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, taraflar arasındaki satışın konsinye satış olduğunu savunan davalının delil olarak dayandığı, üzerinde konsinye yazılı olan sevk irsaliyeleri, davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 390.070,39 TL ödemeye hangi gerekçe ile hangi dayanak kayıt nedeniyle itibar edildiği hususları gerekçelendirilmeyerek verilen kararda HUMK'nun 388’inci (HMK m.297) maddesine aykırı davranılması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı ve davalı yararına takdir olunan 1.350,00'şer TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.