Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan .. .. vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı ...'ın müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu senedin teminat olarak diğer davalıya verildiğini, davalıların akraba olduğunu, senedin teminat vasfının sona erdiğini, senedin arkasında teminat yazılı olan kısmın kesilerek senette tahrifat yapıldığını belirterek senedin iadesine, mümkün olmadığı takdirde takibe konu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece, senedin illetten mücerret olduğu, davacının 2 adet senedin bedelsiz kaldığı iddiasını ispatlayamadığı, davacının teminat iddiasını dayandırdığı sözleşmedeki miktar ile senet bedellerinin uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Anayasanın 141, III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK'nun 388’inci (HMK m.297) maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece gerekçeli kararda, dava dilekçesi özetinde davanın takip konusu 340.000 TL. bedelli 1 adet senet nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu isabetli bir şekilde tespit edildiği halde, gerekçeli kararın 3. sayfasında gerekçe başlığı altında davanın takibe konu 170.000 TL. bedelli 2 adet senedin teminat senedi olduğu, davacının takip konusu 340.000 TL.'den borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu belirtilmiş, devamında 4. sayfada da, dava konusu icra takibine dayanak yapılan 2 adet senedin dosyaya delil olarak sunulan sözleşme ile uyumlu olmadığı tespitine yer verilmiştir. Mahkemece, dava 1 adet 340.000 TL bedelli senede yönelik olarak açılmasına rağmen dava konusu senede ilişkin herhangi bir karar gerekçesi oluşturulmadan, dava konusu olmayan 170.000TL. bedelli 2 adet senet hakkında gerekçe oluşturulması dosya kapsamına uygun olmayıp, HUMK'nun 388’inci (HMK m.297) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekili ve davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.012016 gününde oybirliğiyle karar verildi.